Erol Kınalı’nın retrospektif sergisi 29 Aralık'a kadar İş Sanat Kibele Galerisi'nde

2000 yılında İstanbul’un kültür sanat hayatına katılan İş Sanat Kibele Galerisi, o günden beri sanatseverleri Türk resim sanatının önde gelen isimleriyle buluşturmaya devam ediyor. Geçtiğimiz sezon; Hanefi Yeter, Bubi, Ali İsmail Türemen ve Onay Akbaş gibi Türk resim sanatının birbirinden değerli isimlerini ağırlayan İş Sanat Kibele Galerisi, 19. sezonunu, 25 Eylül’de, Türk figüratif resminin usta isimlerinden Mustafa Ayaz ile açtı. İstanbullu sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği bu serginin adından İş Sanat Kibele Galerisi’nin 2018-2019 sezonu için sanatseverlere buluşturduğu ikinci isimse Erol Kınalı oldu. Heykeltıraş ve ressam Erol Kınalı’nın uzun sanat hayatının en önemli çalışmalarını kapsayan retrospektif sergi, 20 Kasım’da kapılarını sanatseverlere açtı. 29 Aralık’a kadar devam edecek bu renkli serginin detaylarını Erol Kınalı ile konuştuk.

Bugüne kadar yurt içinde ve yurt dışında pek çok karma ve kişisel sergiler açan, birçok ödül alan, eserlerinin çoğu koleksiyonerlerin ve devletin koleksiyonlarında bulunan Erol Kınalı için bu sergi çok farklı. Bunun iki sebebi var: Birincisi, hayatının neredeyse 40 seneye yaklaşan uzun bir bölümünü yurt dışında geçiren sanatçı, İstanbul’daki son büyük sergisini 2003’te açmıştı. Yani bu sergi, bir bakıma Kınalı’nın İstanbullu sanatseverlerle 15 yıl sonra yeniden buluşması anlamına geliyor. Kınalı’ya göre bu sergiyi özel kılan ikincisi önemli sebep ise 50 yıla yaklaşan sanat hayatının en önemli çalışmalarının ilk kez tek bir çatı altında bu kapsamda sergileniyor oluşu. “Sadece sanatseverler değil, Türkiye’den uzak olmamdan ötürü en yakın arkadaşlarım bile neler yaptığımı tam anlamıyla bilmiyordu. Bu yüzden bu sergi hem heykel hem resim çalışmalarımı görmek isteyen herkes için önemli bir fırsat” açıklamasında bulunan Kınalı, sergide farklı dönemlerde- hem Almanya’da hem de Türkiye’de- yaptığı 137 çalışmanın yer aldığını dile getiriyor.

Erol Kınalı’nın sanatını farklı kılan noktaların başında, her zaman peşinde koştuğu yenilik arayışı geliyor. Belli bir tarza takılıp kalmayan ve sanat hayatı boyunca sürekli farklı tekniklerle üretim yapmaya çalışan Kınalı’nın bu üretim çeşitliliği, en önemli özelliklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Eserlerinde çok boyutlu ve çoğul kimliğin çeşitliliğini ortaya koyan ve çok boyutluluğun değişime açık olmakla sağlanabileceğini savunan sanatçı, bir kişinin ömür boyu yüz hatları nasıl değişiyor ve bu değişim asıl kimliğini nasıl etkiliyorsa, sanatta da kişiliğin, sürekli değişim ve yenilemelerle korunabileceğini ifade ediyor. 
Heykel ve resmi değişik tekniklerle bir araya getiren Erol Kınalı, insanı farklı formlarda ele alıyor. Önceleri çamur, alçı ve betonu kullanan sanatçı, daha sonra malzeme olarak bronz, alüminyum ve polyestere yöneliyor. Kınalı’nın eserleri birbirini izleyen süreçler olsa da sonsuz birer yaşam alanı ve özgürce duran bir dünya olarak karşımıza çıkıyor. Zaman zaman cesur mekanik formlar, yoğun renk ve tonlamalar kullanan Kınalı, resimlerinde biçimsel vurguları farklı perspektifler ve grafiklerle sağlıyor. Heykel ve resimlerinde süregelen çarpıcı özelliklerinden biri geometrik ve organik biçimlerin bütünlüğünün yanında kontrast oluşturması da dikkat çekiyor.

Tüm bu çeşitlilik, sanatçının İş Sanat Kibele Galerisi’ndeki retrospektif sergisinde de rahatlıkla görülebiliyor. Sergiyi gezecek sanatseverler, Kınalı’nın farklı dönemlerde farklı tekniklerle yaptığı çalışmaları inceleme fırsatı bulacak. Örneğin Kınalı, Almanya’da olduğu bir önemde bir ara tuval olarak eski kitap kapaklarını kullanmış ve üzerlerine soyut resimler çizmiş. Bu çalışmalarının bazıları sergide yer alıyor. Erol Kınalı, son üç yıldır Kaş’ta yaşıyor. Kaş günlerde sanatçının son gözdesi ise katran olmuş. Katran ile akriliği birleştirip resim yapmaya başlayan Kınalı, bu teknikle bu sene içerisinde yaptığı birkaç çalışmayı da yine sergiye dahil etmiş.
Son dönemde bir - iki metrelik büyük tuvallerde çalışmaya başladığını söyleyen Erol Kınalı’nın bir de şu ana kadar hiç sergilemediği ¨defter çalışmaları¨ bulunuyor. Gençliğinden bu yana defterler üzerine resimler çizdiğinden bahseden Kınalı, günün birinde sadece defterler üzerine çizdiği küçük resimleri de sergilemek istediğini söylüyor.