Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’nde kaçırmamanız gereken filmler

Bu yıl 5. yaşını kutlayan Uluslararası Boğaziçi Film Festivali, 17-26 Kasım tarihleri arasında gerçekleşiyor. Woody Allen’dan George Clooney’e, usta isimlerin beklenen filmlerinin Türkiye prömiyerlerine evsahipliği yapacak olan festivalde Brezilya’dan Hindistan’a, İran’dan Kırgızistan’a, 39 ülkeden toplam 107 film gösterilecek. Gösterimler gösterimler Atlas, Beyoğlu ve Kadıköy sinemalarında yapılacak. Béla Tarr, Aida Begic, Bobby Roth, Majid Majidi gibi ünlü konuklarıyla Kasım ayının en çok konuşulacak etkinliklerinden biri olacak Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’nde mutlaka görmeniz gereken filmleri derledik. (Gizem Ertürk)

Sheikh Jackson
Boğaziçi Film Festivali’nin en ilginç filmlerinden biri tanesi İmam Jackson… “Sheikh Jackson”; “Asmaa" (2011) ve “French Excuse My” (2014) gibi ödüllü filmleriyle tanıdığımız Mısırlı yönetmen Amr Salama’nın ilk kez Toronto Film Festivali’nde görücüye çıkan, 2009’da hayranı olduğu Michael Jackson'ın ölümünün haberiyle sarsılan bir imamın trajikomik hikâyesini anlatıyor.

In Praise of Nothing
70 ülkede, 62 görüntü yönetmeniyle sekiz yılda gerçekleştirilmiş bu belgesel, Hiçliğe dair bir hiciv meseli. Müziklerinin Pascal Comelade ve Tiger Lillies gibi usta kabare sanatçıları tarafından yapıldığı filmin çocuksu dizelerini Iggy Pop okuyor.

Photo Farag
Belgesel türündeki Stüdyo Farag; 1950’lerde Bağdat’tan İsrail’e göç eden Farag ailesi, oldukça başarılı bir fotoğrafçılık firması kurarak İsraillilerin fotoğraf çekme, banyo etme ve fotoğraflarla ilişki kurma biçimlerinde devrim yaratmasını konu alıyor. Bu ünlü fotoğrafçı ailenin genç kuşağından Kobi Farag, olağanüstü başarılarına rağmen, ailelerinin acılı dağılma sürecini engelleyememiş on kardeşin öyküsünü izliyor. Etkileyici röportajlar ve arşiv materyalleri içeren “Aile Fotoğrafı”, İsrail toplumuna damgasını vurmuş bir ailenin yıkıcı güçlerini keşfe çıkıyor.

Malaria
5. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali'nde Uluslararası Uzun Metraj Film kategorisinin öne çıkan filmlerinden biri İran yapımı Malaria… Genç bir kızın, babasını arayarak kaçırıldığını ve serbest bırakılması için fidye gerektiğini söylemesi ile başlayan hikaye; Tahran’a giderek telaşla kızını arayan babayla oğulları, kızın aslında erkek arkadaşıyla kaçmasını ve zamanını sokak müzisyenleriyle geçmesini konu alıyor. Sevgilisine büyük bir aşk besleyen genç kız, grup liderinin tutuklanmasının ardından bilinmezliklerle dolu bir yola adım atıyor.

Suburbicon
Aynı zamanda 5. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’nin açılış filmi olma özelliğini de taşıyan Suburbicon hiç şüphesiz festivalin en gözde filmi Başrollerini Matt Damon, Julianne Moore ve Oscar Isaac’in paylaştığı film, yönetmenliğini ünlü oyuncu George Clooney’in yapması ve senaryosunu Joel & Ethan Coen kardeşlerin yapması dolayısıyla da merak uyandırıyor. 1950’li yıllarda geçen neo-noir türündeki filmde, sakin ve sıradan insanların yaşadığı, huzurlu bir banliyö mahallesinde yaşayan Gardner Lodge’un trajik bir olay sonrası mahallenin ihanet, aldatma ve şiddet dolu gizemli bölgelerini keşfe çıkarak kâbusun içine dalması anlatılıyor.

Wonder Wheel
Uluslararası Boğaziçi Film Festivali'nin beklenen filmlerinden biri de Woody Allen'ın yönettiği Wonder Wheel… Kate Winslet’ın eleştirmenlerce övgüyle karşılanan ve adını Oscar yarışına şimdiden yazdıran performansının yanı sıra, James Belushi, Justin Timberlake ve Juno Temple’dan oluşan kadrosuyla merak uyandıran film, Türkiye galasını festivalde yapacak. Film, 1950’lerde Coney Adası’ndaki lunaparkın kalabalığı içinde hayatları kesişen dört karakterin hikayesini anlatıyor.

Beyond The Clouds
İran sinemasının uluslararası alanda en tanınmış yönetmenlerinden Majid Majidi’nin son filmi “Beyond The Clouds”, festivalin güçlü yarışma filmlerinden bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor. Sevgiyi ve aileyi kutsayan film, Hindistan’ın farklı yönlerine de ışık tutuyor. Film; polisin uyuşturucu baskınından kaçarken yolları kesişen iki kardeşin hikayesini anlatıyor. Bu olay tüm yaşamlarını çaresizliğin kara bulutları altında geçirmiş olan kardeşler için bir dönüm noktası oluyor.

Loveless
Günümüz Rus sinemasının en başarılı temsilcilerinden AndreyZvyagintsev’in, uluslararası alanda büyük ödüller kazanmış filmleri ve 2017 Cannes Film Festivali Jüri Ödüllü son filmi Loveless ülkemizde de birçok festivalde gösterildi ancak hala görmediyseniz ve fırsatı iyi değerlendirin ve bu kez kaçırmayın.

The Square
İşte yılın gözdelerinden Cannes Film Festivali ‘Altın Palmiye’ ödüllü The Square ’i izlemek için bir fırsat daha… Başrollerini Elisabeth Moss, Dominic West ve Claes Bang’in paylaştığı 2017 Cannes’da gösterimi yapılan The Square, İsveçli yönetmen Ruben Östlund’un konuşma özgürlüğü, sanatsal özgürlükler, sosyal sansür vb. konuları İskandinav perspektifinde, politik ve sosyal bir çerçevede inceleyen bir film.