Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
MÜZİK
31/07/2018

Elektronik müziğin en etkili grubu Weval ile konuştuk

Yıl sonuna kadar 20'den fazla festivalin line-up'ında olan, İstanbul'a her geldiklerinde biletleri anında tükenen karanlık ama enerjik müzik grubu Weval sorularımızı yanıtladı.


Günümüz elektronik müzik dünyasının en etkileyici isimleri arasında gösteriliyor Weval grubu. Oysa onların tarzında her telden var; caz, pop, hip hop, funk kimi zaman da blues! Çünkü onlar yani Harm Coolen ve Merijn Scholte birer doğaçlama ustası. İstanbul'a her geldiklerinde biletileri anında tükeniyor. Onları bu kadar sevmemizin altında farklı enstrümanları elektronikle birleştirmeleri yatıyor. Klavyeye kimi zaman üflemeli bir enstrüman kimi zaman da bateri eşlik edebiliyor. Kimisi onların müziğini karanlık diye yorumluyor ancak ritimleri çok güçlü ve dinleyeni harekete geçiriyor. Geçen gün grup Facebook sayfalarından Half Age EP'lerinin rekor kırdığını ve yeniden baskıya gittiğini, yeni albüm için çalıştıklarını duyurdu. Eh hal böyle olunca ikiliyle konuşma şart oldu. Biz sorduk Harm yanıtladı.


Sahne ışıkları sizin için ne derecede önemli? Müziğinizde ne derece etkili?
İlk EP’mizi üç yıl önce bir üne sahip değilken ve kimse yaptığımız şeyi bilmiyorken yaptık. Şu an stüdyoya girdiğimizde hala o duyguları hissediyoruz. Bir şarkı için saatlerce ve saatlerce çalışıyoruz. Hiçbir şey bunun yerini tutamaz Sahne ışıkları altında olduğumuzda rahat hissetmiyoruz ancak bazı insanların bunu dinlediği fikri çok özel geliyor ve bundan dolayı çok mutluyuz.

Müzik yapma, keşfetme ve prova süreçleriniz nasıl oluyor?
Şarkıya göre değişiyor. Yeni fikirleri bir araya getirmenin birçok farklı yolu var. Son birkaç ayda daha fazla jamming ile başlıyor fakat bu bizim için yeni bir şey. Çünkü şu an bir piyanomuz ve müzik yapmak için iyi set-upımız var. Başlangıçta sadece bir dizüstü bilgisayarımız vardı o yüzden daha programlı başlıyorduk.

Müzik ekipmanlarınız neler?
Şu anda bir stüdyoyu paylaştığımız için sahip olduğumuzdan daha fazla enstrüman kullanabiliyoruz. Bir piyano, gitar ve Korg Trident, Juno 106, Korg MS20 ve OB-6 gibi sentezleyiciler var. Ayrıca, sentezleyicileri yeniden re-amp yapmak için güzel gitar amfileri kullanıyoruz. Dolayısıyla etrafta oynadığımız çok oyuncak var.


Yaratıcılığı ne tetikliyor?
Bazen ilk saniyede yaratıcılığı hissediyorsun, oynamaya başlıyorsun ve sonra o yerine oturuyor. Geçtiğimiz aylarda çoğu zaman çok yaratıcı hissetmeden birkaç saat çalıştığım oldu. Hatta bazı zamanlar da bu sessionlardan çıkalım dedik. Ama sonradan aniden iyi hissettik  ve fikir hoşumuza gitti. 10 saat sonra stüdyodan çıkarken yeni bir şarkımız vardı. Bu yüzden ilham hissine her gün sahip olamayacağımızın farkındayız, bazen o bölgeye girmek için çok çalışmak zorundayız. İlham “sadece bir şeyler yapmak” için yardımcı olur.

Doğaçlama çalmak riskli fakat siz bunu alışkanlık haline getirdiniz. Hala riskleri var mı?
Evet, kolaylaştığında işleri tekrar değiştirmelisiniz. Risksiz çalmanın istemediğimiz bir performans şekli olduğunu anladık. Turnede, müziğe harcadığınız zaman oldukça büyük ve biz bunu zorlu ve heyecanlı hale getirmek istiyoruz. En iyi seti hazırlayabilir ve bunu defalarca tekrarlayabilirsin ama sonra bir şeyler eksik kalıyor. Garanti olmayan ve yanlış gidebilecek olan şeyin heyecanı bir performansı özel kılıyor.


Müzik eleştirmenlerinin size övmesi ya da yermesi sizi nasıl etkiliyor?
Bizi etkilemesine izin vermemeye çalışıyoruz. Olumlu olduğunda dahi çünkü bu bizim control edebileceğimiz bir şey değil ve buna bağlı olmak istemiyoruz. Yapabileceğimiz tek şey, tekrar tekrar dinlemek istediğimiz müziği yapmak.

Müzik dinleme ritüelin nedir?
Bir ritüelimiz yok. Genelde yoldayken, bir şeyler pişirirken vs. albüm dinliyoruz. Tamamen rastgele.

Sahne almaktan en çok hoşlandığın sahne?
Tamamen izleyiciye göre değişir. En kötü sahnede de çalabiliriz ancak izleyiciler odaklanmış olursa o zaman iyi.