Bir efsanenin öyküsü: Hayao Miyazaki

Spirited Away sonrasında, Miyazaki o ünlü emeklilik süreçlerinden birine girdi. Daha önce Princess Mononoke ertesinde de bir daha anime film yapmayacağını söyleyen Miyazaki, içindeki üretme ateşine engel olamıyordu. Bu süreçte vaktinin tamamını ailesine adayan efsane yönetmen için işe geri dönme bahanesi, Studio Ghibli’de yarım kalan bir proje olmuştu. Ünlü anime yönetmeni Mamoru Hosoda’nın yarım kalan projesini devralıp adeta baştan yaratmak Hayao Miyazaki’ye düşmüştü. Diana Wynne Jones’un 1986 tarihli fantastik macera romanı Howl’s Moving Castle, Miyazaki’nin hünerli ellerinde adeta bir efsaneye dönüşmüştü. Film, prömiyerini 2004 yılında Uluslararası Venedik Film Festivali’nde yapmış ve bittikten dakikalar boyunca ayakta alkışlanmıştı. Dünya çapında büyük ses getiren ve kısa sürede Miyazaki klasiklerinden biri olan film, bugün halen tüm zamanların en önemli anime yapımlarından biri olarak anılmaktadır. 2005 yılında Miyazaki, Venedik Film Festivali komitesi tarafından Yaşam Boyu Başarı ödülüne layık görüldü. Aynı sene Studio Ghibli uzun yıllar gizliden gizliye sürdürdüğü hukuk mücadelesini kazandı ve himayesinde kurulduğu Tokuma Shoten şirketinden tüm eserlerinin yayın haklarını da alarak ayrıldı. Japonya’nın kültürel tarihinde kazanılan en büyük hukuki başarı olarak nitelendirilen bu ayrılık ertesinde Studio Ghibli artık kendi kanatlarıyla uçmaya başladı ve Tokyo’nun Koganei bölgesindeki yepyeni tesisine taşındı. Bu tesis sonradan Ghibli Museum’a da ev sahipliği yapacaktı.