Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
RÖPORTAJ
04/05/2017

Tuna Kiremitçi bu sefer dostlarıyla

Tuna Kiremitçi'nin düet albümünün perde arkasını kendisinden dinleyelim istedik.

Yazar kimliğinin yanı sıra müzisyen kimliğiyle de adından söz ettiren ve Atlas grubuyla son yıllarda gündeme gelen Tuna Kiremitçi, bu sefer yanına bazı ünlü arkadaşlarını alıp düet albümü çıkardı. Biz de albümün perde arkasını kendisinden dinleyelim istedik.  

Bize projenin nasıl ortaya çıktığını özetler misiniz?
Her şey geçen yılın başında Pasaj Müzik’in sahibi arkadaşım Murat Doğan’ın fikriyle başladı. Bir gün beraber çay içerken bana “Yıllardır şarkılar yazar durursun, gel sana özel bir proje yapalım.” dedi. Profesyonel şarkı yazarlığımın 20. yılı olduğundan, heyecanla kabul ettim. Sonra herkes bir ucundan tuttu ve olaylar gelişti.

Her ay yeni bir klip fikri nasıl ortaya çıktı?
O da Murat Doğan’ın fikri. Böylece dinleyiciyle bir yol arkadaşlığı ilişkisi kuracağımızı düşündü. Müzikseverlere “günümüz şartlarında başımıza ne gelirse gelsin her ay size bir şarkı sunacağız” sözü verdik. Öyle reklam falan da yapmadık ama şarkılar yayımlandıkça dinleyiciler kendileri keşfedip yolculuğa katıldılar.

Bu projede grup olarak size kimler eşlik ediyor? Nasıl bir araya geldiniz?
Albümdeki düzenlemeleri yapan ve çoğu enstrümanı çalan Daniska grubuyla bizi Pasaj Müzik bir araya getirdi. Hüseyin Cebişçi, Cihangir Arslan, Evren Arkman, Efe Demiruoğuran ekibini daha önce Hüsnü Arkan, Birsen Tezer ve Bülent Ortaçgil ile yaptıkları çalışmalardan tanıyordum. Daha ilk buluşmada kafalarımızın uyuştuğunu hissettik ve rakı içmeye gittik.

Atlas ne durumda? Proje için onların görüşü, yaklaşımı ne oldu?
Atlas yeni albüm kayıtlarına devam ediyor. Mis gibi Selim Öztunç bestelerinin yanı sıra benim de üç şarkım var. Ama sonuçta beş kişinin birleşiminde oluşan bir bünye. Hâliyle, ozan şarkıcılık tarzında yapmak istediklerim için ayrı bir kanal gerekiyordu. Böylece Atlas’ın cayır cayır gitarlı tarzını da bozmamış olduk.

Bu proje için beraber şarkı söyleyeceğiniz isimleri nasıl seçtiniz?
Hem kafaca uyuştuğum hem de hayranlık duyduğum sanatçılar olsun istedim. Sonrasına şarkılar karar verdi aslında. Onları evde gitarla kendi kendime çalarken gaipten Özge Fışkın’ın, Jehan Barbur’un ya da Sena Şener’in sesini duyuyordum. Tek yaptığım şarkının ne istediğini anlamaya çalışmak ve onu solist arkadaşıma teklif etmek oldu. Sadece “Yine Sevebilirim” şarkısının Yıldız Tilbe tarafından söylenirse harika olacağını akıl eden eşim Gamze’dir. Bu konuda hiç geri adım atmadı ve sonunda haklı çıktı.

Teklif götürdüğünüz ama kabul etmeyen biri oldu mu?
Sıla’ya teklif etmek istediğim şarkıyı zamanında bitiremedim. Birsen Tezer de kendi albüm çalışmalarından ötürü bize katılamadı. Onların da olmasını isterdim, ne yalan söyleyeyim.

Düet yaptığınız isimleri belirlerken aklınızda onlarla seslendireceğiniz şarkılar hazır mıydı? Şarkı seçimleri nasıl yapıldı?
Cep telefonumda tek gitarla çalınmış onlarca şarkı taslağı kayıtlı. Murat Doğan’la içlerinden en hazır görünen beşini seçtik. Diğer beşi de bugünün dinleyicisiyle buluşmasını istediğim, eski şarkılarım. Albümde 18 yaşında yazdığım Sana Dair de var, geçen yılın mahsulü Yine Sevebilirim de. Sonuçta müzik emekçisi olarak görüyorum kendimi. Öyle star olmak falan gibi bir hevesim yok.

Projedeki her ismi tek teker kısaca özetleyecek olsanız neler söylersiniz?
İşe eski dostum Pamela başladı ve uğur getirdi. Özge az bilinen hanende yönünü gösterdi. Gonca (Vuslateri) doğallığı ve teatralliğiyle coştu. Öykü (Gürman) gönlümüzdeki arabesk tınıyı süper verdi. Gülçin’den soul ve gülüş dersi aldık. Jehan’ın (Barbur) sesi ilk bestemi 21. Yüzyıl’a ışınladı. Yıldız Tilbe gibi bir üstatla çalışmasam gözüm açık giderdi. Gökçe müziğe duyduğu heyecanı albüme transfer etti. Sena (Şener) yeni kuşağın enerjisini hepimize bulaştırdı. Gülay ise ustalığı ve dostluğuyla son sözü söyledi. Her birine minnettarım.  

Şu sıralar sizi heyecanlandıran yerli müzisyenler kimler? En çok kimleri dinliyorsunuz?
YouTube’daki Sofar kanalını heyecanla takip ediyorum. Oradan müzik piyasasının ve medyanın tıkanıklığını baypas eden harika genç şarkı yazarları çıkıyor. Kalben, Adamlar, Sena Şener, Gözde Öney, Ahmet Ali Arslan gibi... Yaşıtları olan müzikseverler de onları bir şekilde keşfediyorlar. Albümümüze başlarken o gençlerden feyz aldık aslında. Ayrıca, Mehmet Erdem ve Mabel Matiz’in prodüksiyonlarını da çok beğeniyorum. Sonra iyi bir Teoman dinleyicisiyimdir. Kendisi gerçek bir ozan. Müzikte ozan geleneğine bağlıyım. Bülent Ortaçgil, Fikret Kızılok, Bob Dylan, Tom Waits dinleyerek büyüdüm.

Edebiyata gelelim... Şöyle bir yakın tarihe baktığımızda; Gönül Meselesi (2013), Sonun Geldi Sevgilim (2014), Uçan Halıların Ayrodinamik Sorunları (2015) ve Kendi Seven Ağlamaz (2016) adlı kitaplarınız çıktı. Her yıl bir kitap... Bu istikrarı devam ettirmek istiyor musunuz? Yoksa biraz müziğe ağırlık verecek misiniz?
İşin aslı, romancılık kariyerime geçen yıl son verdim. Önemli bir romancı olduğumu sanmıyorum. Ama yazmayı seviyorum ve iyi bir edebiyatseverim. Gerçek edebiyatçı arkadaşlarımdan çok şey öğrendim. Şairlerden, romancılardan… Şu an evrenin merkezinde müzik var ama şiir yazmayı da sürdürürüm herhalde.