Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
RÖPORTAJ
27/12/2019

Soul müziğin kraliçesi China Moses, İstanbul konseri öncesinde sorularımızı yanıtladı

Soul müziğin kraliçesi China Moses, 5 Şubat Çarşamba akşamı İş Kuleleri Salonu’nda dinleyicileriyle buluşmaya hazırlanıyor. China Moses İstanbul konseri öncesinde sorularımızı yanıtladı.

İstanbul'da bizi nasıl bir konser bekliyor olacak?
İstanbul, dünyada en sevdiğim şehirler arasında başı çekiyor. Seyircisinin sanatçıya pozitif enerji verdiği bir kent! Hem samimi hem de sizi evinizde hissettiriyor. Bu sebeple yeni albümümden şarkıları ilk kez İstanbullu izleyicilere dinletmek benim için harika bir deneyim olacak. İstanbul seyircisinin yaratacağı ambiyans ve yeni müziklere dair hoşgörüsü, eminim yeni şarkılarım için en doğru adresin İstanbul olduğunu tasdikleyecek.

Daha önce MTV'de sunucu olarak çalıştınız. O dönemden neler öğrendiniz?
Bana öğrettiği en önemli şey yeteneği şahsiyetten ayırmak oldu. MTV'nin ne kadar güçlü bir kurum olduğunu içinde yer alana kadar anlayamamıştım. Televizyon dünyasında çok güzel zamanlar geçirdim ancak bu dönemleri "görkemli bir hiçlik" olarak adlandırmayı uygun buluyorum. Müzik kariyerimdeki paylaşımlarımı ve dinleyicilerimle kurduğum bağı çok daha doğal ve sıcak buluyorum ve de bunlara dair şükran duyuyorum.

Müziğinizi dinlediğimizde kulağımıza ilk çarpan şey; ilham aldığınız akımları bir şeref madalyası gibi taşıdığınız; ancak ilham aldığınız ezgileri hep bir üst seviyeye de çıkarıyorsunuz. Özel yaşamınızda sizi böylesine etkileyen sanatçılardan bahseder misiniz?
İlk başta şarkılarımı dinlediğiniz için teşekkür ederim. İnsanların kıymetli vakitlerini ayırıp şarkılarımı dinlemelerini asla hafife almam. Zaman, özellikle bu çağda, gerçekten de nadir bulabildiğimiz bir şey. Kendimi siyahi Amerikan müziğinin bir temsilcisi olarak görüyorum. Bu müzik türlerinin tamamının birbiriyle bağlantılı olduğunu ifade etmeye çalışıyorum. Blues, funk, soul, pop ve caz... Birini diğerinden daha kıymetsiz görmüyorum ve bu türler arasında ayrım yapılmasına karşıyım. Siyahi bir Amerikalı olarak ilham aldığım her şeyi sanatıma yansıtmayı seçerim. Kimse, nasıl tek bir ruh haline sahip değilse, müzik de her ruh haline uyacak şekilde değişkenlik gösterebilir ve bu durum müziği fazlasıyla zenginleştirir. Atalarımın müziğinin omuzlarında yükseliyorum ve onları onurlandırmaya gayret ediyorum. Pek çok otorite sizi caz kategorisinde değerlendiriyor olsa da hip hop müzikle de içli dışlı olduğunuzu biliyoruz.
 



Hip Hop müziğin günümüze dek geçirdiği evrimi nasıl yorumluyorsunuz?
Hip hop, şu sıralar popüler kültürü avucunun içine almış durumda. Hip hop kültürüne dair elementleri popüler kültürün içerisinde görmek yüzümü güldürüyor. Bu müzik, siyahi Amerikan kültürünün devamıdır. Son dönemde bana ilham veren pek çok hip hop sanatçısı var. Childish Gambino to J Cole, Chance The Rapper, Lil Simz, Mumu Fresh ya da Lizzo gibi isimler sadece hip hop içerisinde değil, eklektik dünya müziği içerisinde de önemli başarılara imza atıyor ve her yeni şarkıda farklı türlere göz kırpıyorlar.

Yeni şarkılarınızı ne zaman dinleyeceğiz?
Turne grubum The Vibe Tribe'la birlikte kaydettiğimiz dijital EP'miz çok yakında yayımlanacak. İş Sanat'ın sitesi üzerinden dinleyebileceğiniz bu kayıt, sadece bu platformda yer alacak.

Anneniz, Dee Dee Bridgewater tüm zamanların en yetenekli şarkıcılarından ve dünya müziği üzerinde muazzam etkileri olan bir sanatçı. Böyle bir sanatçının kızı olmak baskı yaratıyor mu?
Annem, sadece yetenekli bir müzisyen değil; bir bando şefi, aranjör, yapımcı ve eğitmendir. Benim en güvendiğim insandır. Sanata yatkınlığımı benden önce keşfetme başarısını göstermiş bir vizyonerdir. Bana özgürlüğün ne anlama geldiğini de annem öğretmiştir. Müzik yaşamımda ilerlemem gereken yolu bana o çizmiştir. Üzerimdeki yegâne baskı, annemin yüzünü kara çıkarmamak adına yüklendiğim sorumluluktur. Şahsiyetime önem vermediğini hissettiğim insanlara karşı hiçbir sorumluluk duygusu beslememekteyim. Ben tek başıma bir değer ihtiva ediyorum; ben annem değilim fakat onun sevgisinin ve rehberliğinin ortaya çıkardığı bir değerim. Babam Gilbert Moses'ı da herkes tanımalı! Müthiş yeteneklere sahip bir sinemacıydı. Büyürken etrafımda bana iyi örnek olan pek çok yetişkin vardı ve ben onların tamamından edindiğim deneyimlerin bir bütünüyüm. Anneme karşı sevgim anlatılamaz boyutlarda. Onun bana verdiği en güzel öğüt; "Elindekiyle yapabildiğinin en iyisini yap ve şarkı söylerken daima bir hikaye anlat!"