Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
RÖPORTAJ
08/02/2017

Şimdi NADAS zamanı!

Rock sahnesinde yeni bir grup var! Ankaralı Nadas, Kaçamak adlı yeni single’ını İstanbul Blue Night Records’tan yayımladı. Nadas’ı daha yakından tanımanız için grup üyeleriyle keyifli bir röportaj yaptık.

Öncelikle NADAS’ın kuruluş hikâyesini öğrenebilir miyiz?
Haluk, Fırat ve ben (Fırat Ağacık) Başkent Üniversitesi Devlet Konservatuvar'ından arkadaşız. Hikâyemiz evde kendi kendime kaydettiğim demoları Haluk'la paylaşmamla başladı. Bir gün yine demoları dinlerken “Neden bunları hayata geçirmiyoruz?” dedik ve grubu kurma kararı aldık. Bir süre boyunca grubun temelini oturtmakla uğraştık. Birçok arkadaşımız geldi geçti fakat grup son hâlini 2015'in Ağustos ayında Oğuz Köymen (Klavye) ve Arda Altunluoğlu (Bas gitar) ile birlikte almış oldu.

Sizi rock müzikle tanıştıran neydi? Müzisyen olma isteğiniz tam olarak ne zaman başladı?
Fırat: Rock müzikle nasıl tanıştığımı net olarak hatırlayamıyorum; fakat bana rock yaptıran şeyin hayatın ta kendisi olduğunu söyleyebilirim. Adalet ve adaletsizlik, seçimler ve sonuçlar, zenginler ve fakirler, şanslılar ve şanssızlar, büyükler ve küçükler... Kısacası dünyada bir şeylerin ters gittiğini bile bile müzik yaparsanız gitarı daha farklı çalar, sözünüzü daha farklı söylersiniz. İşte o fark rock yapmaktır. Müziğe başlamam ise sadece tesadüfen tanıştığım bir klasik gitar sayesinde oldu. Kılıfından çıkardım ve sesine âşık oldum. Bir daha da bırakamadım.



Haluk: Oğuz'la ortaokuldan beri arkadaşız. O günlerde bütün zamanımız walkman’lerimizi yeni albümleri dinleyerek bozmakla ve müzik hakkında konuşmakla geçiyordu. Bir gün gitar dersi aldığından bahsetti. Buna çok sevinmiştik, üzerine bir sürü hayaller inşa etmiştik. Fakat o hayalin içinde kendimi nerede, hangi rolde gördüğümden henüz emin değildim. Tek bildiğim şey, küçük yaşlardan beri vurmalı çalgılara ilgim olduğuydu. Lise dönemlerinde bir gün arkadaşlarımdan bir tanesi stüdyoya gitme fikrini ortaya attı ve gittik. Kimse herhangi bir enstrümanı çalmayı bilmiyordu. Herkes kendine bir enstrüman seçti ve davul boşta kalmıştı. Muhtemelen hayatımda geçirdiğim en güzel bir saatti. Hayatımda hiçbir zaman bir şey “çalamamaktan” bu kadar keyif almamıştım! O bir saat benim için güzel bir yolun başlangıcı oldu. Hemen kendime bir davul hocası buldum ve çalışmalara başladım. Oğuz'la iletişimim her zaman iyiydi. Bağlantıyı hiç kopartmamıştık; fakat birlikte bir şeyler yapma fikrini de hayata geçirmek için de yeterince uğraşmamıştık.

Oğuz: Rock’ı ailem sayesinde keşfettim. Teyzem Queen, Guns N’ Roses, Def Leppard, Erkin Koray gibi isimleri severken; dayım daha çok Metallica, Megadeth ve Pink Floyd gibi isimleri dinliyordu. Annem ise Nirvana, Depeche Mode, David Bowie, The Police ve Rod Stewart hayranıydı. Yaşım büyüdükçe bu isimlerin müziğini daha çok anlamaya ve yavaş yavaş kendim de gruplar keşfetmek için çalışmaya başladım. Ortaokulda Haluk'la tanıştık. Birbirimize sürekli beğendimiz grupları paslardık. Bu benim daha çok grupla haşır neşir olmama yardımcı oldu ve rock müzik yelpazemi genişletti. Daha sonrasında Haluk'un da dediği gibi stüdyoya girip sevdiğimiz grupların şarkılarını çalmaya çalıştık. Eğitim hayatı zorunluluklarından müzikten kısa bir süre uzak kalsam da NADAS sayesinde hep yapmak istediğim şeye, yani müziğe geri dönmüş oldum.

Arda: Benim de ortaokul zamanlarıydı... Evde ablam dinlerdi, aramızda 5 yaş var, oradan kulak aşinalığı başlayıp evdeki kasetlerden CD’lerden dinlemeye devam ettim.



NADAS ismini nasıl seçtiniz? Aklınızda başka isimler var mıydı?
Fırat: Bir gün babamla arabada gidiyoruz. O dönem henüz grubu kurmamıştık. Hemen hemen her şey bir taslak hâlindeydi. Bir buhran dönemi içerisindeydim. Birçok alanda üretimim durulmuştu. Bestelediğim şarkılardan, yazdığım sözlerden yeteri kadar verim alamıyordum. İçimden de bir şey yapmak gelmiyordu doğrusu. Böyle bir dönemde babamla arabada giderken bu durumumdan ona bahsettim. Benim için zor bir durumdu. Babamın bana yanıtı tam olarak da şöyleydi: "Oğlum sen şu an nadastasın. Toprağını dinlendiriyor ve daha verimli bir dönem için kendini hazırlıyorsun. Merak etme fazla uzun sürmez, kendini nadasta yenilersin". Bu lafı duyduktan hemen sonra kafamda flaş patladı ve babama verdiğim ilk tepki "Baba sen bir dahisin! Grubun ismi NADAS olmalı!" şeklinde oldu. İlk önce demo ve taslak hâlinde olan parçaların isimlerini NADAS yazıp o şekilde kaydetmeye başladım, devamında grubun adı hâline geldi. Aklımızda bunun dışında hiçbir isim olmadı.

Size müzisyen olma ve rock müzik yapma ilhamı veren kişi ve gruplar kimlerdir?
Haluk: Pixies, Foo Fighters, Deftones ve Oasis.
Oğuz: Pink Floyd, Depeche Mode, Nirvana, Deftones ve Massive Attack.
Arda: Nirvana oldukça etkiliydi ama tek Nirvana’yı gösteremem, o dönemler dinlediğim birçok grubun etkisi olmuştur.
Fırat: Queens of the Stone Age, Radiohead ve Depeche Mode.

Türkiye'de rock müzik grupları arasında kimleri iyi buluyorsunuz? Örnek aldığınız gruplar var mı?
Mor ve Ötesi, Duman ve Erkin Koray.



İstanbul Blue Night Records etiketi ile yayımladığınız Kaçamak şarkısını nasıl yazdınız? Beste ve kayıt sürecinden bahseder misiniz?
Fırat: Sözlerden anlaşılacağı gibi âşık olduğum bir kadına yazdım. Onun bir türlü benim ona olduğum gibi âşık olabileceğine ikna olamamıştım. Sınırları sonuna kadar zorlayan inatçı bir melodi yazıp içimdeki arzu ve isyanı seslendirmek istedim. Parçayı bitirdim ve grup arkadaşlarımla paylaştım. Kayıt sürecinde de herkesin enerjisi eklendi ve canlı çalmaktan da çok büyük keyif aldığımız bir şarkı hâline geldi.

Bize biraz da klibinizden bahseder misiniz?
Haluk: Şarkının klibi aslında üç bölümden oluşan bir bütünün ikinci bölümü. Gündelik yaşamın monotonluğundan sıkılan ve bunalan gençlerin birbirini bulmasını ve kendi eğlencelerini oldurmasını konu alıyor. Ümraniye Platoları, Galata ve Şişhane gibi birçok mekânda geçiyor. Aynı zamanda müthiş ve çok kalabalık bir ekiple çalıştık. Cem Adıyaman yönetmen, Murat Akay görüntü yönetmenliği koltuğunda oturuyor. Önümüzdeki ay çıkacak albümün klibi için de bir aksilik olmazsa aynı ekiple birkaç gün içinde çalışmaya başlayacağız.



Şarkı yazarken genel olarak hangi duygulardan ve olaylardan besleniyorsunuz?
Haluk:
Bütün duygulardan besleniyoruz en nihayetinde. Parçalarımız bütün duyguların ortaya koyduğu samimiyetten oluşuyor. Kimi zaman öfke, kimi zaman ise sevgi. Zaman zaman kendi duygularımızın dışına çıkıp insanlığın genel duygusundan etkileniyoruz, bunu yazmaya ve anlatmaya çalışıyoruz. Gündelik hayattan toplumsal sıkıntılara, dünyanın düzenine kadar her türlü konu bizi etkiliyor. İçinde bir dert olsun yeter.

Türkiye'ye hangi grup gelse öncesinde sahne almak istersiniz?
Fırat: Kendi sahnemizde ve seyircimiz önünde çalmak dışında çok bir derdimiz yok aslında. The Black Keys, Muse, Black Rebel Motorcycle Club, Arctic Monkeys ve Jack White. Bu isimlerin olduğu sahnede çalmayı isteriz.

NADAS’ın en büyük hedefi nedir?
Haluk: Nadas olarak en büyük hedefimiz geniş kitlelere hitap edebilmek ve sesimizle bir şeyleri değiştirebilmek. Bizi izleyecek olan yeni nesillere de yeni yollar yaratmak isteriz.