Hey! Douglas sorularımızı yanıtladı

Eğer İstanbul’daki underground partilerden haberiniz oluyorsa onu çok daha önceden tanıyor olabilirsiniz ama özellikle son 1 yıldır şehrin en popüler eğlence mekânlarında ve binlerce kişilik açık hava festivallerinde sahne almaya başlamasıyla Hey! Douglas tam anlamıyla bir patlama yaşadı. Tıpkı Kalben örneğinde olduğu gibi, kendi imkânlarıyla çalışıp bir yerlere gelen indie sanatçıların da artık ana akıma yaklaşabileceğini, hatta ana akımda bizzat yer alabileceğni kanıtlayan bir proje konumunda Hey! Douglas. Bu açıdan sevindirici bir gelişme olarak okuyabiliriz bu yükselişi. Zira bağımsız müziğin, eski usül “şirketlere bağlı” müziğe nazaran, hem yaratıcılık hem de sunum açısından sayısız avantajı olduğu malumunuz. Öte yandan, VeYasin’in elektronik müzik ve Türk müziği bilgisi de takdiri hak ediyor diye düşünüyorum. Bu iki alakasız kulvarı aynı potada eritip insanları dans ettirebilmek her DJ’in altından kalkabileceği bir şey değil. Şu sıralarda kendine kemik bir kitle oluşturmuş olan ve her etkinliği iple çekilen Hey! Douglas, Postkolik’in sorularını yanıtladı...



Selamlar; öncelikle bize Hey! Douglas projesine nasıl başladığını özetler misin?
Ses işleme mevzusuna duyduğum ilgi bana müzisyen olarak bir kimlik kazandırdı. Teknik olarak kazandığım deneyimi ‘70’ler kültürü ile çarpıştırınca ortaya Hey! Douglas çıktı.

Hey! Douglas ismi nereden geliyor?
Bir sesleniş. “Hey! buraya bak” gibi... Yıllar önce rap sözü olarak da kullanmıştım.

Hey! Douglas logosunda kullandığın o fesli adam kim? :)
Sadri Alışık

Hey! Douglas’ı hiç dinlememiş birine yaptığın müziği nasıl anlatırsın?
Sadri Alışık’ın “Back to the Future”da oynadığını düşün.

Hey! Douglas’ta yaptığın şarkılara kendi rap bölümlerinden katmak istediğin oluyor mu hiç?
Her şeyi katabilirim tabii:)



Bu projede işin yarısı ‘70’lerdeki Türkiye müziğinden oluşuyor, o dönemden en sevdiğin isimleri saymanı istesem?
Yaşadıkları dönemde yaptıkları işlerden dolayı hepsini seviyorum. Hepsi favorim.

Hip hop’ın yanı sıra elektronik müziğe ilgin ne zaman ve nasıl başladı?
Müzik tarzlarından ziyade çıkan seslerin birbirleriyle ilişkisi ilgi alanım olmuştur. Bu da zaten müzik yapmama sebep olan kimya.

Elektronik müzik DJ’liği konusunda kendi kendini mi eğittin yoksa işin eğitimini aldın mı?
Kendimi bir Dj olarak konumlandırmadım hiç. Prodüksiyonlarımı sahneden dinleyiciye nasıl bağlarım, bunun üzerine çalışırım. Müzik teknolojisinde mantığı çözersen gerisi senin zevklerine kalmıştır. Ben mantığı kendi kendime kavradım diyebilirim.

Eski şarkıları kullanırken kıstasların ne oluyor?
Marangoz edasıyla yaklaşıyorum sanırım:) Nasıl bir ağaç, ona bakıyorum.

Bu eski şarkıları kullanırken telif problemi yaşadığın oluyor mu?
Yaşamıyorum. Eser sahipleriyle aramızda centilmenlik had safhada.



Bu mix’leri hazırlarken hangi programları kullanıyorsun? DJ’liğe yeni başlayacak olanlara neler tavsiye edersin?
Her programla yapılabilir. Hepsinin mantığı bir noktada aynı yere çıkıyor. Ableton Live, LogicPro kullanıyorum. Tavsiyem kendilerini senarist, yönetmen ve yazar gibi hissetsinler.

Bu projenin görsel sunumuna da önem veriyorsun. Kimlerle çalışıyorsun bu şarkılar için görseller hazırlarken?
Müzik programlarının mantığı aynı demiştim. Görüntü işleme programlarının da mantığı aynı ve ben bunlara da hâkimim. Kapak tasarımlarını kendim yapıyorum. Beni farklı bir disiplinde deşarj ediyor.

Sahnede bir de canlı enstrüman kullanıyorsun: gitar. Kim çalıyor, neden onunla çalışıyorsun ve ileride canlı enstrüman sayısı artabilir mi?
Tolga Böyük çalıyor. Benim müzik dehası arkadaşım. Islandman ve Farfara gruplarının da kurucu müzisyenlerinden. Beraber Mode XL’de de çalışıyoruz. Sahne içinde birçok planımız var beraber.

Hey! Douglas projesi olarak bir albüm yapma fikrin var mı? Ya da klip çekme?
Albüm çalışmalarına başladım. Eğlenceli bir sürece dönüştü. Bittiğinde herkesi eğlendirsin.

soundcloud.com/veyasin
facebook.com/heydouglas