Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
RÖPORTAJ
02/04/2021

Barbaros, Barış Manço’nun unutulmaz şarkısı Evelallah’ı yorumladı

Başarılı sahne performansıyla müzikseverlerin severek takip ettiği Barbaros, Barış Manço’nun unutulmaz şarkısı Evelallah’ı yeniden yorumladı. Barbaros ile yeni Evelallah’ın hikayesini ve projelerini konuştuk...

Barış Manço ile çok ilginç bir hikayen var. Neydi bu hikâyeyi senin için bu kadar özel kılan?
1982 yılında babam beni ilk kez bir konsere götürdü ve bu bir Barış Manço konseriydi. Konserden sonra bir fotoğraf da çekildik. Hatta bu fotoğraf Instagram sayfamda hala durur. Yıllar sonra müzikle ilgilenmeye başladığımda da Barış Manço’nun Best of albümüne vokal yapma şansım oldu.

Peki Barış Manço’ya o fotoğrafı gösterdin mi? Evet, ikimiz de çok duygulandık. ‘Barbaros büyümüş’ diyerek el yazısıyla bir not düştü. Biraz şarkıdan bahsedelim.

Senden nasıl bir ‘Evelallah’ yorumu dinleyeceğiz? Şarkının düzenlemesi Volga Tamöz’e ait. Ben de gözlerimi kapattım ve o zamanları hatırlayarak içimden geldiği gibi yorumladım. Şarkının ruhunu kaybetmeden, bugünün sound’u ile o günlerde hissettiklerimi yeni bir heyecanla dinleyiciye sunuyorum.

Yeni bir şarkıyı yorumlamaktansa cover bir şarkıyı seslendirmek daha mı kolay?
İkisi de farklı şeyler. Cover yaparken hem orijinal halindeki sıcaklığı bozmamak hem de farklı bir şeyler katmak zorundasınız. Şarkının eski halinin aynısını yapmanın bir anlamı yok, taklit etmemek gerek. Yeni şarkıda ise özgürsünüz, çünkü insanlar ilk kez sizden dinlediği için, sizi referans alacak. Burada da yorumunuz ve nasıl yansıttığınız, sözlerin içine girip girememeniz önemli.

Klibi de şarkının hikayesinden yola çıkarak hazırlamışsın.

Klibi Beykoz Kundura Fabrikasında yönetmen Murad Küçük çekti. Çocukluğumu “Cep Herkülü Naim Süleymanoğlu” filminde Naim Süleymanoğlu’nun çocukluğu olarak izlediğimiz Batuhan Davutoğlu canlandırıyor. İçinde performansın ve orkestranın olduğu, çocukluğuma da yolculuk yaptığımız bir klip hazırladık. Nisan ayı içinde klibi müzikseverle buluşturacağız.
 




Barış Manço gibi isimlerin yaptığı müzikle bugünün müziği arasındaki en büyük ayrım sence ne?
Barış Manço öylesine büyük bir isim ki, bence onu özel kılan en özel şey tüm jenerasyonlar için geçerli sözler söylemiş, şarkılar yapmış olması. Çocukken babamın beni götürdüğü ilk konser Barış Manço konseriydi. Şu an benim kızım da Barış Manço’dan şarkılar söylüyor. Zamanın ötesinde eserler ortaya koymuş bir sanatçı. Günümüzde yapılan pop müzik hızlı üretiliyor ve tüketiliyor, dolayısıyla o dönemin şarkıları gibi iz bırakan şarkılar çok fazla çıkmıyor.

Kariyerin boyunca pek çok önemli isimle aynı sahneyi paylaştın. Neler söylemek istersin?
Kendi adıma, beraber sahneye çıktığım her isimden çok şey aldım ve öğrendim. Ne kadar şanslıyım ki, sahne birlikteliklerim hep ülkenin en büyük isimleriyle oldu. Sertab ile Zorlu PSM’de Phantom Of the Opera’dan duetler yaptığımda, o sırada müzikalde oynayanların da bizi izliyor olması, ayrı bir heyecandı. Ferhat Göçer ile, Alessandro Safina ve Al Bano gibi yabancı isimlerle aynı sahnede olmanın tecrübesini edindim. Ajda Pekkan gibi bir efsanenin beni sunarken söylediği övgü dolu sözleri unutamayacağım. Özcan Deniz ile senfoni orkestrası eşliğinde Caruso söylemeden İtalyanca çalışmamız, profesyonelliği ve özverisi gerçekten harikaydı...

Pandemi döneminde pek çok ünlü isimle Instagram üzerinden buluştun. Bu isimleri ikna etme süreci nasıl oldu? Aslında bu süreci menajerlik şirketim Pasion Turca yürüttü. Onların sayesinde bu isimlerle buluşma şansım oldu. 80 Günde Müzikli Devr-i Alem konseptiyle yola çıktık. Hepsi ile çok güzel arkadaşlıklar da kurdum. İspanya’dan Cecilia Krull, Almanya’dan The Weather Girls’ün efsane solisti Dynelle Rhodes, Fransa’dan Viktor Lazlo, Güney Afrika’dan Pumeza Matshikiza, Sırbistan’dan Lena Kovacevic, İngiltere’den The Puppini Sisters, Kanada’dan IMA, Hindistan’dan Arunaja, Yunanistan’dan Stan Antipariotis, Portekiz’den Dulce Pontes, Londra’dan Omar Kamal gibi dünyaca ünlü isimlerle yayınlar gerçekleştirdim.

Pandemi tüm dünyayı olduğu gibi müzik endüstrisini de çok etkiledi. Bu konuda görüşlerin neler?
Dijitalleşme hayatımızın her alanında artık gücünü iyice göstermeye başladı. Bu müzik için de geçerli. Elbette dijital projeler hayatımızda olmaya ve ağırlık kazanmaya devam edecek. Ama uzun vadede bir müzisyen olarak dinleyicimizle birebir buluştuğumuz konserlerin yerini tutması çok zor diyebilirim. Bizler de herkes gibi yeni çağa ayak uydurmaya çalışıyoruz. Ufukta yeni projeler var mı? Ülkemizin uluslararası kariyere sahip en büyük isimlerinden Dario Moreno’nun şarkılarından oluşan senfonik bir proje için hazırlanıyorum. Aynı zamanda Avrupa’nın en önemli seslerinden biri olan Lena Kovacevic ile birlikte bir düet yapmak için hazırlanıyoruz.