Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
RÖPORTAJ
09/10/2017

Ayşe Erbulak, yeni polisiye romanı Cinayet Sınıfı Başkanı'nı anlattı

Tiyatro oyuncusu ve yazar Ayşe Erbulak, gerilim yüklü yeni kitabı Cinayet Sınıfı Başkanı'nı Postkolik okuyucularına anlattı.


Bu kez daha farklı bir tür ile okuyucularınızın karşısına çıktınız, nasıl bir yazım süreciydi sizin için?
Cinayet Sınıfı Başkanı'ında ilk 5 kitabıma göre daha farklı bir tarz denemek istedim. Çünkü sadece edebiyatta değil tüm meslek dallarında insanlar kendilerini geliştirmelerine inanan biriyim. Bu kez kahramanlarım 18-19 yaşında gençler. Hem fiziksel hem de ruhsal şiddete maruz kalmış gençlerin aslında ne kadar masum bireylerken nasıl da birer caniye dönüşmelerini işledim.Yazarken ruhum çok tıkandı, çünkü ben yazdıklarımı adeta bir film karesi gibi gözümün önüne getiren bir yazarım. bir başka deyişle gördüklerimi yazıyorum. Eh yazdıklarım da çok ağır olaylardı bu nedenle yazarken içim daralmadı değil.

 

Polisiye türü özellikle de kadın yazarlar Türkiye'de çok az.. Sizin bu türe ilgi duymanız nasıl oldu?
Çok daha fazla kadın yazar olması lazım. Çünkü polisiye okuru detayları çok sever. Kadınlar da detaylar konusunda çok başarılıdır. Ama tabii kadınlar önce evlat, sonra eş, sonra da anne oluyor. Bir de çalışma hayatı ki yazarlıktan hayatını kazanmak çok az insana kısmet olduğunu düşünüyorum bu nedenle kadına rahat rahat yazabilmesi için pek fazla vakit kalmıyor. Kadınlar ya hayata atılmadan önce yazabiliyor ya da çocukları büyüdükten oturup yazabilme fırsatı bulabiliyor. Bu da tabii sayının az olmasını sağlıyor. Bu benim fikrim tabii. Benim ilgi duyup yazabilmem de çocuğumu okutup, hayata atılmasını sağladıktan sonra olabildi. Ama ilgi duymamın en önemli nedeni okurken en sevdiğim tür olmasıdır.

Okuyucularınızın büyük bir çoğunluğu gençlerden oluşuyor.. Sizce gençlerin bu türe ilgi duymasının en büyük nedeni ne?

Gençler okumaya heves edip ilgi duysun da ne olursa olsun demek istiyorum.

Yazarken nelerden etkileniyorsunuz?
Yazma sürecim daha oturup yazmaya başlamadan önce şekilleniyor. Duyduğum kısa yaşanmış öyküler, benim başımdan geçenler, ya da kurduğum hayaller. Hepsi romanlarımda can buluyor.

Size ilham veren yazarlar kimler?
Kuzeyli yazarlar bana her zaman ilham vermiştir. Arne Dahl, Jo Nesbø, Stieg Larson, Henning Mankell en sevdiklerimden. 

Haldun Dormen in Müfettiş'i dışında yeni bir oyuna daha başladığınızı duyduk. Tiyatro cephesinde nasıl gidiyor her şey? Tiyatroseverler bu oyunları ne zaman nerede izleyebilecek?
Tiyatro benim içine doğduğum koza, adeta vazgeçilmezim. Ekonomik nedenlerden yapamadığım yıllar olsa da bir başka ülkeye gittiğimde bile devam ettirdiğim büyük bir aşk. Müfettiş'i Tiyatro Kedi'de oynuyorum Haldun Dormen'le. Şimdi de "DAMADIM OLUR MUSUN?" başlayacak 12 kasımda Trump Towers'da. Şahane bir kadro ile oynuyorum. Yıllardır hayranlıkla seyrettiğim usta oyuncu Nuri Gökaşan, 30 yıllık arkadaşım Özdemir Çifçioğlu, 90 yılında kraliçe seçildiğinde yanında olduğum İpek Tenolcay, 2 yepyeni yetenek İlkyaz Kocatepe ve Berkay Şanveren. İşin ilginç yanı tiyatronun müdürü Sadi Özen 11 yaşımdan beri arkadaşım, birlikte Işık Lisesi'nde yatılı okumuştuk. Ayrıca Hakan Altıner de 14 yaşımdan beri hayran olduğum usta bir sanatçı. Damla Cercisoğlu çok iyi bir yönetmen.

Yakın zamanda Türkiye Polisiye Yazarlar Birliği'nin kurulduğu haberini almıştık. Bize birlik hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Türkiye Polisiye Yazarları Birliği bence güzel bir adım. Birlik olmak iyi bir şeydir.