Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
GEZİ
08/02/2021

Her kitapseverin gitme hayali kurduğu dünyanın en güzel kitap köyleri

Dünyanın dört bir yanında, şehir merkezlerinden uzak köylerde, kitapseverlerin kurduğu kitap köyleri var. Özellikle Avrupa’da çok yaygın olan bu gelenek, ufak yerleşim alanlarını adeta birer edebiyat cennetine dönüştürüyor.

URUEÑA (İSPANYA)
Madrid’ten sadece iki saatlik bir otomobil yolculuğu sonrasında ulaşılabilen ve Castilla y Leon bölgesinde bulunan Urueña, orta çağdan kalma atmosferiyle ziyaretçilerini büyülüyor. Bu küçük kasabada sadece 200 kişi yaşıyor olsa da tam 12 adet ikinci el ve antika kitap satan sahaf dükkanı bulunuyor. İspanyollar bu sebeple Urueña’ya Villa del Libro (Kitap Köyü) lakabını takmış. Urueña’nın, Avrupa’nın en meşhur kitap mabetlerinden biri haline gelmesinde öncü olan isim ise, Valladolid Üniversitesi’nde çalışan Profesör Jorge Manrique’ymiş. Kasabanın en kıymetli noktası kabul edilen E-LEA Center, 1200 metrekarelik yerleşkesinde hem bir kitabevi, hem kütüphane hem de bir dinlenme tesisi hizmeti olarak veriyor. Burası tam bir kitap cenneti!
 



BECHEREL (FRANSA)
Fransa’nın Ille-et-Vilaine bölgesinde konuşlanmış olan Bécherel, kitap denildiğinde Avrupa’da akla ilk gelen kasabalardan biri. 700 kişinin yaşadığı bu kasabada toplam 15 sahaf dükkanı, 2 sanat galerisi ve içinde kitap satışı da yapılan 10 civarı şirin kafe bulunuyor. Kasabanın tarihi, sınırları içinde bulunan kalenin Alain de Dinan tarafından inşa edildiği 12. yüzyıla dayanıyor. Cité du Livre (Kitaplı Kasaba) olarak da nam salan Bécherel’i bu değişime teşvik eden kişi, Cultural Institute of Britanny’nin müdürü Bernard Le Nail olmuş. Bu arada kasabanın geleneksel hale gelmiş olan ve 1989 yılından beri her sene Paskalya döneminde düzenlenen bir de kitap festivali var. Kitap severler için adeta bir vaha.
 


HAY-ON-WYE (GALLER)
Galler – İngiltere sınırında konuşlanmış olan Hay-on-Wye, adeta masal kitaplarından fırlamış gibi duran, rüya gibi bir kasaba. Kitap koleksiyonculuğuyla haşır neşir olan herkesin adını ezbere bildiği bu kasabanın açık hava kitap mezatları ise son derece meşhur! Hay-On-Wye, dünyanın en eski ve en tanınmış kitap kasabalarından biri. Londra’dan yaklaşık üç saatlik bir yolculukla ulaşabileceğiniz bu şirin kasabada Mayıs ve Haziran ayları arasında dünyanın en önemli kitap festivali olarak da kabul edilen Hay Festival of Arts and Literature düzenleniyor. Yılda 250 bin civarı katılımcıyı ağırlayan bu festival, aynı zamanda kasabanın da en önemli gelir kaynaklarından biri. Sokakların kitaplarla dolu olduğu bu benzersiz kasabayı sevgiyle anıyoruz.
 



SAINT-PIERRE-DE-CLAGES (İSVİÇRE)
Saint-Pierre-de-Clages, İsviçre’nin Fransızca konuşulan bölgesinde, Alp Dağları’nın kalbinde kurulmuş şirin bir köy. Friends of St. Pierre adlı dernek tarafından 1990 yılında inşa edilen köy, Avrupa’nın en güzel manzaralı ve en temiz havalı kitap köyünü kurmak için oluşturulmuş. Ağustos ayının son haftasında bir de kitap festivali düzenlenen köyde, 100’e yakın yayıncı ve sahaf 15 bin civarında ziyaretçiyle buluşuyor ve tam manasıyla bir kitap bayramı yaşanıyor. Cenevre’den otomobille gittiğiniz takdirde 1 saat kadar sürede ulaşabileceğiniz bu şirin köyde, 10 adet sahaf dükkanı bulunuyor. İsviçre’ye yolu düşenler, her Cumartesi edebiyat etkinlikleri düzenlenen bu kitap mabedini muhakkak görmeliler.
 



MUNDAL (NORVEÇ)
Norveç’in doğal güzelliklerinden nasibini sonuna kadar almış olan Sogne Fiord’un yakınlarındaki Fjærland’in merkezine konuşlanmış olan Mundal, sadece ülkesinin değil; tüm Kuzey Avrupa’nın kitap cenneti olarak kabul ediliyor. 300 civarı sakini olan bu şirin kitap köyü, muazzam doğasının da sayesinde adeta cennetten bir köşe! Mundal’da kullanılmayan bütün binalar kitaplarla doldurulmuş; eski tren istasyonu, artık kullanılmayan bakkal dükkanı ve hatta posta kutuları bile kitaplara ev sahipliği yapıyor. Tamamen güven esasına dayalı olarak işletilen bu kitapçıların kapısında bir fiyat listesi asılı duruyor ve müşteriler gönüllerince gezip, arzu ettikleri kitapları aldıktan sonra ücretlerini kapı girişlerinde duran kumbaralara bırakıp gidiyor. Medeniyet denen şeyin belki de daha iyi bir tanımı yoktur. Ne dersiniz?
 



REDU (BELÇİKA)
Belçika’nın Ardennes kenti yakınlarındaki Redu, 400 kişilik nüfusu ve mütevazı yerleşkesiyle tipik bir Avrupa köyü. Avrupa kıtasında kurulmuş olan ilk kitap köyü olma özelliği taşıyan Redu’nun 1984 yılından beri devam etmekte olan ve tüm dünyadan büyük ilgi gören bir kitap festivali de bulunuyor. Bu festival, ilk kez düzenlendiğinde yaklaşık 15 bin katılımcı kasabaya ziyarette bulunmuştu. Geçtiğimiz Nisan ayında 35. kez düzenlenen bu festivalin katılımcı sayısı ise 200 bin kişi olarak hesaplanmış. Kelimenin tam manasıyla dudak uçuklatacak bir rakam! Fête du Livre adı verilen bu festival, aynı zamanda Avrupa’nın en köklü kitap şenliklerinden biri olarak kabul ediliyor. Her sene Paskalya döneminde düzenlenen festival, her kitap kurdunun hayalini süsleyecek kadar güzel.
 


ÓBIDOS (PORTEKİZ)
Óbidos, tarihi antik Roma İmparatorluğu’na dayanan kadim bir kasaba olsa da, kentin bir kitap mabedine dönüşmesi henüz birkaç senelik bir hadise. Kasabayı, Vila Literária (Kitap Mabedi) olarak adeta baştan yaratmak, Óbidos Belediyesi ve Ler Devagar adlı ünlü kitap evinin ortak kararı sonrasında gerçekleşmiş. Avrupa’nın en önemli antik basılı kitap arşivlerini de elinde bulunduran Ler Devagar, bu şirin kasabayı bir vitrin haline getirerek, edebiyat sevdalılarının uğrak noktalarından birine dönüştürmüş. Portekiz’in en önemli yerel festivali sayılan Folio International Literary Festival of Óbidos, rakibi olan kitap şenliklerini kıskandıracak kadar renkli geçer. Lizbon’a adeta taş atımı mesafede bulunan bu mabede yolunuz düşerse mutlaka uğrayın.
 



BREDEVOORT (HOLLANDA)
Hollanda’nın Aalten kentine komşu olan ve Amsterdam’dan 2 saatlik otomobil yolculuğuyla ulaşılabilen Bredevoort, tipik bir antik Avrupa köyü olarak dikkat çekiyor. Geçmişi 1188’e dayanan bu muazzam bölgede, bozulmadan ve tahrip edilmeden varlığını sürdüren Bredevoort, sırf kendinizi bir masal kitabının sayfalarında dolaşıyormuş gibi hissetmek için bile ziyaret edilir. 1993 yılında Hollanda Hükümeti tarafından ulusal kitap kenti ilan edilen Bredevoort, bu unvanın hakkını fazlasıyla veriyor. Kasabada her ay düzenli olarak kitap pazarları açılıyor ve haftanın yedi günü tüm kitapçılar ziyaretçilere hizmet veriyor. Antik ve ilk basım kitapları barındırma konusunda haklı bir ün sahibi olan Bredevoort kitapçılarına uğramak her edebiyat sevdalısının arzusudur.
 


JINBŌCHŌ (JAPONYA)
Listemizdeki diğer yerlerin aksine, Jinbōchō ayrı bir köy ya da kasaba değil; Tokyo’ya bağlı, Chiyoda bölgesine konuşlanan bir semt. Dünyanın tüm dillerinden kitaplar bulabileceğiniz bu bölgede, yeni kitapçılardan antik kitaplar satan dükkanlara kadar ne ararsanız var. Jinbōchō’da 170 civarında kitapla ilgili dükkan bulunuyor ve hemen hemen tamamı haftanın yedi günü hizmet veriyor. Tokyo Üniversitesi’nin saygın rektörlerinden Shiegeo Iwanami’nin 1913 yılında açtığı yayın evi, Jinbōchō bölgesinin ilk kitap konseptli işletmesi olarak biliniyor. Yıllar içerisinde bu bölgenin gelişimi de edebiyat ve kitap merkezli bir biçimde gerçekleşmiş. Bölgede 70 yıldır hizmet vermeyi sürdüren Bunken Shoin, turistlerin akınına uğrayan önemli yerlerden biri.
 



WIGTOWN (İSKOÇYA)
İskoçya’nın kitap mabedi olarak da nam salmış olan Wigtown, yolculuğundaki son durağımız... 1000 kişinin ikamet ettiği Wigtown’da 10 adet sahaf dükkanı bulunuyor ve bu dükkanların kolektif envanteri toplam 250 bin cilt kitaba ev sahipliği yapıyor. Her sene Eylül ayında düzenlenen Wigtown Book Festival çerçevesinde sadece edebiyat kutlanmıyor; müzik, tiyatro, plastik sanatlar ve fotoğraf sanatı da bu festival kapsamında Birleşik Krallık’ın dört bir yanından gelen sanatçılar ve on binlerce katılımcı eşliğinde kutlanıyor. Hatta dünyaca ünlü The Open Book adlı otel de Wigtown’da yer alıyor. Konaklaması bedava olan otelde kalanlar, borçlarını ertesi günü otelin altında bulunan kitap evini işleterek ödüyorlar. Kitaplarla dolu bir tatil deneyimi yaşamak isteyenlerin kulağına küpe olsun!