Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
FİLM
09/08/2016

Suicide Squad’ı izledik; işte ilk izlenimler

2016 yazının merakla beklenen blockbuster’ı Suicide Squad, Londra’da Avrupa basınına görücüye çıktı. Postkolik oradaydı ve 12 Ağustos öncesinde merakla beklenen filmi yazdı.

1- 2014 yılında gösterime giren Fury adlı filmde Brad Pitt ve ekibini bir tankın içinde yaşatan çılgın yönetmen David Ayer, Suicide Squad’ın dümeninde. Filmin daha ilk saniyelerinden ortaya koyduğu görsel dil ve renk skalası, diğer DC Comics filmlerinden net bir şekilde ayrıldığını gösteriyor. Suicide Squad’a ağır ve epik bir çizgi roman uyarlaması izlemek için gidiyorsanız yanlış yoldasınız. Bu film yayımlanan ilk fragmanından beri acayip renkli ve eğlenceli bir dünyanın sözünü veriyor ve buna sadık kalıyor.

2- Yaklaşık iki saat boyunca dur durak bilmeyen geyik ve aksiyon bombardımanına hazırsanız Suicide Squad sizin filminiz. Suicide Squad’ın üzerinde ne Man of Steel’ın varoluşsal problemleri ne de Batman v Superman’in güçler ayrılığı çatışmasının ağırlığı var. Bu ekip size bolca kahkaha attırıp mısır ve frigo yedirmek için bir araya gelmiş. David Ayer’ın bu yarı ciddi tonu tutturmakta zorlanmadığı ortada; başarıyla kotardığı bir diğer şeyse ekibin sinerjisini yaratmak.

 
3- Suicide Squad ekibinde star yok, tüm ekip muhteşem bir uyumla hareket ediyor ve sırası gelen filmde öne çıkarak şovunu yapıyor. Will Smith’in canlandırdığı Deadshot ve Margot Robbie’nin adeta derisine nüfuz eden Harley Quinn, her ne kadar fragmanlarda öne çıksalar da, filmdeki diğer karakterlere parlamaları için yeterince alan bırakıyorlar.

 
4- Tüm zamanların en önemli kötü adam portrelerinden biri olan Joker de bu filmde tam da bildiğimiz gibi. Fakat bu filme bir Joker filmi izlemek için gidenleri uyaralım; Joker’in rolü yardımcı oyunculuktan öteye geçmiyor. Bu durum kafalarda soru işareti oluşturabilir, elinizde Jared Leto varken neden suyunu çıkarana kadar kullanmadınız?
Cevap basit, bu Suicide Squad filmi ve Joker’in bu ekibin içinde yeri yok. David Ayer, DC’nin New 52 serilerindeki Suicide Squad ekibinden etkilenerek çektiği bu yapımda Joker’in bulunma sebebi tamamen Harley Quinn karakteriyle ilişkisine odaklı. Ayer’ın bu tercihi ile empati kurmak biraz zor olsa da, bu filmde Joker’e vereceği her saniyenin Suicide Squad’ın karizmasından yiyeceği düşünülürse verdiği kararın doğruluğuna saygı duymak gerekiyor.
Suicide Squad’ı Joker’e ezdirmeden iki oluşumu da aynı filmde kullanmak ustalık meselesi. Ayer bunun altından kalkmış. Aynı şekilde Batman ve Flash da Suicide Squad’a şöyle bir uğrayıp geçiyorlar; ancak gene ekibin önünü kesmeden hünerlerini sergiliyorlar.



5-
Suicide Squad tanıtımlarında özellikle de son dönemde öne çıkan bir ifade dikkat çekiyordu: Bad vs. Evil. Yani; Kötüler Şeytana karşı. Geçtiğimiz ay düzenlenen Comic Con’da gerçekleşen Suicide Squad panelinde özellikle vurgulanan bu slogan, filmin karakterleriyle karşısında mücadele verecekleri güçler arasındaki sınırı da belirliyordu. Kötüler, yani Suicide Squad karakterleri halen empati kurulabilecek kadar insani melekelere sahip tiplerken; mücadele ettikleri şeyler için “düzelme” şansı asla bulunmuyor. Bu yüzden de gönderildikleri görevlerde yok edici güç olarak rol alıyorlar.
Bu ayrım kağıt üzerinde gerçekten mantıklıyken filme yansıması bir miktar zayıf kalmış. Zira Suicide Squad’ın karşısına dikildiği “şey” altı dolu bir karakterden ziyade ekibin yok etmesi için ortaya atılmış bir “güçten” ibaret. Bu durum sadece Suicide Squad’ın değil, son yıllarda izlediğimiz pek çok süper kahraman filminin ortak problemi. “Düşman” karakter iyi kurulamayınca film eğlenceli bir aksiyon düzeyinden yukarı çıkamıyor. Zaten Suicide Squad bir de bunu başarmış olsa kendi türünde klasikler arasına girerdi.
Yine de iki saatlik bir filmde bu kadar kalabalık bir ekibi tanıtırken bir yandan da karakter gelişimini tamamlamış bir düşman yaratabilmek gerçekten zor zanaat. O yüzden bu filmi Suicide Squad’ın devasa orijin hikayesi olarak görmek gerekir. Karakterlerinin büyük bölümünün de beyazperdedeki ilk yorumlarını izlediğimizi düşünürsek; en azından o işi iyi kotardığı için ekibe bu filmlik bir kıyak geçebiliriz.

 
6- Suicide Squad çok derinlikli bir hikaye ve gerçek bir düşmanla rakiplerine gelecekte fark atabilecek potansiyele sahip bir film. Filmi izlerken iki saatin nasıl geçtiğini anlamayacaksınız ve finalde çok daha fazlasını görmek için istekli olduğunuzu fark edeceksiniz. Suicide Squad bu açıdan bir “ilk” filmin yapması gereken her şeyi başarıyla kotarıyor. Suicide Squad’ın zamanla ekibin içindeki karakterlerin de değişimiyle çok daha dinamik bir yapıya kavuşacağı kesin.

 
7-Bir ufak parantez de soundtrack’e açalım: Filmde kullanılan lisanslı şarkılar da, tema müziği de muhteşem! Uzun süredir bu tarz başarılı bir eşleşmeye denk gelmemiştik. Film şu noktada DC Comics yeni dönem filmlerinin en eğlencelisi kıvamında. Yazın son demlerini geçirmeye başladığımız şu günlerde sinemaya gidip iki saatliğine günlük dertlerden uzaklaşıp, kafanızdaki şalteri indirip, birbirinden eğlenceli karakterlerle aksiyon yüklü bir maceraya atılmak istiyorsanız Suicide Squad kesinlikle doğru tercih olacak.