İspanyol yönetmen Pedro Almodovar, yeni filmi Acı ve Zafer ile Oscar'ı kovalıyor

Avrupa sineması, yedinci sanatın en rafine örneklerini sunmaya devam ediyor. Gişe canavarı Amerikan filmlerinden sıkılanlara, özel efektlerle dolup taşmayan dingin seyirliklere hasret kalanlara ve “yönetmen sinemasının” kalitesine sığınıp büyüleyici saatler geçirmeye fırsat arayanlara müjdemiz var. Tüm zamanların en başarılı İspanyol yönetmenlerinden Pedro Almodóvar, 2010’larda çektiği en önemli filmle salonlarda sinemaseverlerle buluşuyor. 80’lerde ve 90’larda harika filmler çeken ancak global yükselişini 2000’lerde yaşayan Pedro Almodóvar, 2010’lara barut fıçısı gibi bir gerilim filmi olan La Piel Que Habito ile bomba gibi bir giriş yapmış olsa da sonrasında çektiği iki filmle hayranlarını bir miktar hayal kırıklığına uğratmıştı. 2020’lere gün saymaya başladığımız şu günlerde, Pedro Almodóvar belki de kariyerinin en kişisel filmiyle parlak günlerine dönmenin sinyalini veriyor.
 

Acı ve Zafer, başrollerinde Antonio Banderas, Asier Etxeandia, Penélope Cruz, Julieta Serrano ve Leonardo Sbaraglia gibi yıldızları izleyeceğimiz oldukça iddialı bir yapım. Geçtiğimiz Mart ayında İspanya'da gösterime giren ve sinema eleştirmenlerini kendine hayran bırakan film, ilk uluslararası gösterimini Cannes film festivali bünyesinde gerçekleştirdi. Palme d'Or için de aday gösterilen filme Cannes jürisinden iki ödül çıktı. Antonio Banderas, “En İyi Erkek Oyuncu” dalında ödüle layık görülürken, Alberto Iglesias da “En İyi Film Müziği” dalında ödül kazandı. Bu arada filmin şimdiden 92. Akademi Ödülleri'ne İspanya'nın adayı olarak gönderildiğinin altını çizelim. Bu yıl uluslararası sinema piyasasından müthiş filmler çıkıyor olsa da bu iddialı yapımın aday adaylığıyla yetinmeyeceğine inanıyoruz. Bu satırları kaleme aldığımız sırada dünya çapındaki gişesi 30 milyon dolar sınırına dayanmış olan yapımın, hem eleştirmenleri hem de izleyicileri fazlasıyla memnun ettiğini söyleyebiliriz.
 

Biraz da filmin konusundan bahsedelim: Acı ve Zafer, Antonio Banderas tarafından canlandırılan Salvador Mallo adlı yönetmenin hayatından kesitler sunuyor. Kariyeri başarılarla dolu olan yönetmen Mallo, duraklama dönemine girmiştir ve eski başarılı günlerini mumla arar haldedir. Hem varoluşsal bir tıkanma yaşamakta olan hem de yaratıcılığının limitleri sınanmaya başlayan Mallo, dünü ve bugünüyle hesaplaşmak zorunda kalacaktır. Film boyunca Mallo'nun hem bugün yaşadığı travmalara hem de çocukluk yıllarından itibaren deneyimlediği olaylara yolculuklar yapacağız. 60'larda ailesiyle göç etmek zorunda kalması, 80'lerin Madrid'inde ilk gençlik aşkıyla tanışması, eli kalem tuttuğu andan beri tutkuyla bağlandığı yaratım süreçleri ve sinemayla tanışmasıyla birlikte değişen hayatı, zaman kesitleri halinde seyirciye sunulacak. Acı ve Zafer, sanatçının yaratma sancısının her defasında zaferle mükafatlandırıldığını mı savunacak; yoksa acının, zaferden ayrı düşünülemeyeceğini mi kanıtlayacak? Bu soruların cevabını filmi izlediğimizde göreceğiz.
 

Pedro Almodóvar, yaşamından pek çok kesiti bu filme yerleştirmiş. Sadece kendi yaşamının değil, kariyerinin de damıtılmış bir özetini izleyeceğimiz Zafer ve Acı, çağımızın en önemli yönetmenlerinden birini daha iyi tanımamız ve vizyonunu özümsememiz adına karşımıza çıkan benzersiz bir şans kapısı olarak dikkat çekiyor. Kariyeri süresince Mujeres al Borde de un Ataque de "Nervios", Todo Sobre Mi Madre, Hable Con Ella, La Mala Educación, Volver ve Los Abrazos Rotos gibi olağanüstü filmlere imza atmış olan usta yönetmenin olgunluk döneminin en ses getiren eseri olacağa benzeyen Acı ve Zafer’i izlemek için sabırsızlanıyoruz. Dünyanın dört bir yanından sinemaseverlerin övgülerini alan bu benzersiz sinema deneyiminin ülkemizdeki vizyon tarihi 11 Ekim olacak.