Deadpool 2 ile ilgili merak ettiğiniz her şey bu haberde

Deadpool, +18 ibaresiyle gösterime girdiği dünya sinemalarında, Marvel’ın Disney soslu pek çok filmine çalım atmış ve yaklaşık 800 milyon dolar gişe yapmıştı. Üstelik bu parayı kazanırken ne bozuk ağzını düzeltti, ne kan revan içinde kalan perdeyi beyaza boyamaya kalktı, ne de esprilerini belden yukarı çekmek için çaba harcadı. Çizgi romanlara sadık kalan, bunu yaparken adrenalin ve eğlence dozunu artıran Deadpool, sinema tarihine adını adeta kanlı harflerle yazdı!
Şimdi sırada merakla beklediğimiz ikinci Deadpool filmi var. İlk filmin yönetmenleri Tim Miller ve Ryan Reynolds, setten dışarı taşan kavgalarından ötürü yollarını ayırdılar ve bu filmde yoklar. Deadpool 2’de yönetmen koltuğu John Wick ve Atomic Blonde gibi aksiyon şahikası filmlerin yönetmeni David Leitch’e gitti. Filmin başrolü olan Ryan Reynolds, ilk filmin senaristleri Rhett Reese ve Paul Wernick’le kafa kafaya vererek ikinci filmin senaryosuna imza attı. 
Deadpool 2’de iki yeni karakterle ve gelecekte sinema salonlarında adını çokça duyacağımız bir süper kahraman takımıyla tanışacağız. Cable ve Domino, ikinci filmin en önemli yeni üyeleri olarak dikkat çekiyor. Dilerseniz bu film için hayati öneme sahip olan bu ikiliyi yakından tanıyalım.

CABLE KİMDİR?
Marvel ve özellikle de X-Men dünyasını sadece sinema filmlerinden takip ediyorsanız az sonra anlatacaklarımız sizleri şaşırtabilir; ancak Cable çizgi roman aleminin çok önemli figürlerinden biridir. X-Men’in en önemli karakterlerinden Cyclops’u eminiz hem eski X-Men hem de yeni X-Men üçlemelerinden tanıyorsunuz. X-Men ekibinin bir diğer önemli üyesi olan Jean Grey’i de bilmeyeniniz yoktur diye tahmin ediyoruz. İlk X-Men üçlemesinde Famke Janssen, ikinci üçlemede Game of Thrones’un kızıl yıldızı Sophie Turner tarafından canlandırılan bu karakter, gelecek sene izleyeceğimiz X-Men: Dark Phoenix filminde başrole yükselecekler. Bu filme dair spoiler vermeyelim; ancak X-Men çizgi romanlarında yer alan Madeline Pryor adlı güzel kadının, Jean Grey’in DNA’sından klonlanmış olduğu da bir yere notunu düşelim. İşte Cable, Cyclops ve Madeline Pryor’un, dolaylı olarak da Jean Grey’in oğlu olarak gelecekte dünyaya gelecek. Gerçek adı Nathan Christopher Charles Summers olan Cable’ın X-Men’in geleceğinde ve yapacağı zaman yolculuğu sayesinde geçmişinde önemli roller üstleneceğinin altını çizelim. Tıpkı Deadpool gibi Cable’ın bugünkü versiyonunda ünlü çizgi roman yazar ve çizeri Rob Liefeld’in büyük rolü var. Her ne kadar karakterin konsepti efsane X-Men yazarı Chris Claremont tarafından yaratılmış olsa da; Liefeld, Cable’ın bu filmde izleyeceğimiz versiyonunun yaratıcısı olarak anılmayı hak ediyor. 

Cable, çizgi romanlarda hem Deadpool’la hem de bu filmde kuruluşuna şahit olacağımız X-Force’la defalarca aynı sayfalarda buluşmuş bir isim. Bu sebeple sıkı bir çizgi roman okuru değilseniz bile Deadpool’un bu sinema evreninde karşımıza bundan sonra sıklıkla çıkacağından emin olabilirsiniz. Cable, çizgi romanlarda hem telepatik hem de telekinetik güçlere sahiptir. Fiziksel olarak da Marvel evreninde pek az karakter Cable’ın gücüyle baş edebilir. Kendini iyileştirme gücü de olan Cable, gelecekte vücuduna yerleşen bir tekno-organik virüsle mücadele etmek zorunda kaldığı halde vücudunu sürekli yenilemesi sayesinde ölmemeyi başarmıştır. Bu virüs sebebiyle kaybettiği gözü ve kolu ise teknolojik yedek parçalarla eski halinden bile güçlü olarak yerine konmuştur.
Bazı çizgi roman serilerinde Cable’ın zaman yolculuğu yapmak için Shi’ar adı verilen uzaylı bir ırkın yeteneklerini kullanmayı öğrenmiş olduğunu da not düşelim. Cable rolü için 20th Century Fox’un anlaştığı isim ise Josh Brolin oldu. Kendisini daha geçtiğimiz ay Thanos rolünde Avengers: Infinity War’da izlemiştik! Marvel evrenindeki ilk yatay geçişlerden birini yapan Brolin, artık Cable rolüyle X-Men evreninde olacak. Brolin, Cable rolü için 20th Century Fox’la tam dört filmlik anlaşma yapmış. Kendisini gelecek sene gösterime girecek olan New Mutants ve X-Men: Dark Phoenix filmlerinde görür müyüz bilinmez; ancak Deadpool 3 ya da potansiyel bir X-Force filminde kameraların önünde göreceğimizden kesinlikle eminiz.

DOMINO KİMDİR?
Marvel çizgi roman evrenindeki pek çok karakter gibi (Deadpool, Wolverine, Captain America) Domino da Amerikan hükümetinin kusursuz asker yaratmak amacıyla gizli olarak yürüttüğü genetik değişim programlarından birinin sonucu olarak özel güçlerine kavuşmuştur. Wolverine ya da Captain America’nın aksine Domino’nun dahil olduğu genetik değişim programı annesi kendisine hamileyken başlamıştır. Doğumundan sonra laboratuvar ortamında gelişimi takip edilen Domino, aynı değişim programı kapsamında doğan bebekler arasında genetik mutasyonunu başarıyla tamamlayan tek bebektir. Domino’nun biyolojik annesi, kızını kurtarmak için bir plan yapar ve Domino’yu tutsak tutulduğu laboratuvardan başarıyla kaçırır. Hatta hükümet ajanlarının kendilerini bulmaması için Domino’yu Şikago’da bulunan Sacred Heart kilisesine, Peder Rudolpho Boschelli’nin himayesine bırakır. Büyüyünce hem mutant güçleri hem de asi karakteri sayesinde kendini paralı asker olarak bulan Domino, Marvel evreninde X-Force başta olmak üzere pek çok farklı organizasyonun gizli operasyonlarında tetikçi olarak yer alır.

Domino’nun süper güçlerinden en önemlisi etrafındaki olasılık faktörlerini manipüle edebilmesi. Çizgi romanlarda Domino’nun “şans” etkisi olarak da adlandırılan bu özel güç sayesinde güzel anti-kahramana saldıranların işleri pek rast gitmiyor! Bir anda tutukluk yapan silahlar, kırılan kılıçlar, kayıp düşen pelerinliler... Hepsi Domino’nun bu özel gücünün sonunda başlarını umduklarından daha büyük belaların içinde buluyorlar, tabii bu durumlar da Domino’nun işlerini kolaylaştırıyor. Birkaç satır yukarıda Domino’nun özel deneyler sonucu genlerinin mutasyona uğradığından bahsetmiştik. Domino’nun beynindeki cerebral cortex bölümü de bu deneylerin sonucunda aşırı gelişmiştir ve Domino’ya insanüstü refleksler kazandırmıştır. Üst düzey refleksleri sayesinde fiziksel aktiviteleri ve nişancılık yetenekleri de aşırı boyutlarda gelişmiştir. Bu sebeple de Domino Marvel evrenindeki en ölümcül karakterlerden birine dönüşmüştür.
Deadpool 2 filminde Domino karakterini Zazie Beetz canlandırıyor. 27 yaşındaki melez güzeli geçtiğimiz sene Geostorm filminde izlemiştik; ancak Beetz’i en çok dizi fanatikleri tanıyor. Son yılların en çok ses getiren dizilerinden Atlanta’nın demirbaş oyuncularından olan Beetz, Netflix’in romantik komedi dizisi Love’da da seyircilerle buluşmuştu. Deadpool ve Cable’la defalarca kez çizgi romanlarda karşı karşıya gelen Domino’nun Deadpool 2 filminde göstereceği performansı merakla bekliyoruz.

X FAKTÖRÜ?
X-Factor, X-Men evreninde var olan ve X-Men’in üstlenmediği pis işleri yapmaktan çekinmeyen, insafsız bir alternatif takımdır. Aslına bakarsanız X-Factor’ün çizgi roman dünyasında pek çok farklı kadrosu ve misyonu var. Ancak bu film evreni özelinde X-Factor’ün, Deadpool kontrolündeki versiyonunu seyredeceğiz. Deadpool ve Domino’ya ek olarak Bedlam (Terry Crews), Shatterstar (Lewis Tan) ve Peter (Rob Delany) gibi karakterler de X-Factor’a katılacaklar. Black Tom Cassidy adlı karakterin filmin baş kötüsü olması beklense de rolleri henüz açıklanmamış olan oyuncular bulunduğunu unutmamak gerek. Zaten filmin geçtiğimiz ay boyunca pek çok sahnesinin ek çekimler sayesinde değiştirildiğini göz önüne alırsak ummadığımız sürprizlerle de karşılaşmamız olası.
Deadpool, bugün halen tüm zamanların en çok izlenen +18 ibaresiyle gösterime giren filmi. Bakalım bu ibareye rağmen kırdığı rekorlara bir yenisini 1 milyar dolarlık hasılatı tutturarak kırabilecek mi? Tüm bunların cevabını çok yakında öğreneceğiz. Deadpool 2, 18 Mayıs’ta tüm dünya ile aynı anda ülkemizde de vizyonda olacak.

Deadpool fragmanları: