Sharp Objects canınızı yakabilir

Gillian Flynn adı tüm dünyada Gone Girl romanının başarısıyla duyuldu. Kısa süre sonra David Fincher tarafından sinemaya da uyarlanan roman, vizyonda da aradığı başarıyı kazanınca Hollywood elbette gözünü Flynn’in külliyatından uyarlanabilecek diğer eserlere dikti. Gone Girl ertesinde ilk uyarlama yazarın ikinci romanı olan Dark Places’a geldi. Ne yazık ki ortaya Oscar ödüllü Charlize Theron’un bile kurtaramayacağı kadar vasat bir film çıktı ve film kısa sürede unutuldu. Sharp Objects ise bir süredir pek çok Hollywood yapımcısı tarafından mercek altına alınmış bir projeydi. HBO’ya satılmış olması ilk önce biraz tuhaf geldi; ancak prodüksiyon bilgileri elimize ulaştıkça, romanın hakkını verecek bir yapım izleyeceğimize ikna olduk. Diziye gelmeden önce sizlere romanın karakterlerinden ve konusundan bahsedelim.

Her şeyden evvel Sharp Objects’in üç kilit karakteriyle tanışmalısınız. Camille Preaker, kendisine Şikago’da yeni bir hayat kurmuş olan gözü pek bir gazetecidir. Kardeşi Marian’ın genç yaşındaki ölümü Camille’i psikolojik olarak harap etmiş ve uzun yıllar süren bir depresyonun eşiğine sürüklemiştir. Yaşadığı travmayla baş edemeyen Camille, kendisine fiziksel zarar vermeye başlamış ve kısa süreliğine Şikago’da bir klinikte tedavi görmüştür.
Sıradaki karakterimiz, Camille’in 13 yaşındaki üvey kız kardeşi Amma! Küçük yaşına rağmen Wind Gap kasabasının en tanınan siması olan Amma, adeta çift karakterlidir. Annesi Adora’ya tam bir terbiyeli ev kızı gibi davranan Amma, aslında yaşadığı tüm kasabayı parmağının ucunda döndüren bir baş belasıdır. Neredeyse tüm kasabadaki herkesi kontrol altına almayı başarmış olan Amma, kendisine karşı çıkmaya çalışanlara hayatı zindan etmekten çekinmez.
Ailenin reisi konumunda olan Adora, Camille ve Amma’nın annesidir. Oldukça otoriter bir karaktere sahip olan Adora, özellikle de Camille’e karşı duygularını ifade etmek konusunda oldukça mesafelidir. Amma’ya adeta bir melekmiş gibi davranan Adora’nın Wind Gap kasabasındaki etkisi de hatırı sayılır düzeydedir. Kasabadaki pek çok arazinin ve mülkün sahibi olan Adora, gücünü kullanmaktan çekinmeyen bir karakter.

HBO, Sharp Objects’i toplam 8 bölümlük bir mini-dizi olarak kurgulamış. Dizide; ağır bir depresyon süreci gördüğü tedavi ertesinde ailesinin adeta yönettiği küçük kasaba olan Wind Gap’e dönen Camille Preaker’ın öyküsünü izleyeceğiz. Kendisi de bir gazeteci olan Camille, doğup büyüdüğü topraklarda işlenen cinayetler ertesinde bu olayı araştırmaya koyulacak. Bir yandan Wind Gap’i mengene gibi sıkıştıran annesi ve üvey kız kardeşiyle mücadele etmek zorunda kalacak olan Camille, aradığı pek çok sorunun cevabının çocukluğuna dayandığını anımsayacak.
Gerilim yüklü bir dizi olacağını daha fragmanlarından izleyene belli eden Sharp Objects, yaz ekranının en iddialı yapımı olacağa benziyor. Başrollerinde Amy Adams (American Hustle), Patricia Clarkson (Six Feet Under), Eliza Scanlen (Grace) ve Elizabeth Perkins’i (Weeds) izleyeceğimiz dizinin senaryosunda romanın yazarı Gillian Flynn’in de parmağı olacak. Son yıllarda prodüktörlüğünü üstlendiği başarılı korku filmleriyle adını Hollywood’da duyuran Jason Blum, dizinin prodüktör koltuğunda oturuyor.
Sekiz bölümden oluşan mini-dizinin tüm bölümlerinin yönetimini, Café de Flore ve Dallas Buyers Club gibi filmlerin yönetmeni olarak ünlenen Jean-Marc Vallée üstlenmiş. Sharp Objects’in yayın haklarını elinde bulunduran Entertainment One şirketi, uzun süre Universal Studios’la bu romanı bir sinema filmi olarak uyarlamaya çalışmışlar ancak efsane prodüktör Marti Noxon, projenin yürütücü yapımcılığını üstlenince yönetmen Vallée ile yaptığı toplantıda, ortalama bir film yapmaktansa şahane bir diziye imza atmanın daha prestijli olacağına karar vermiş ve Universal’ı devreden çıkararak HBO ile masaya oturmuş.
Çekimleri yaklaşık üç ay süren Sharp Objects, seyircisiyle 8 Temmuz gecesi buluştu. İlk bölüme gelen tepkiler oldukça olumlu. Bakalım bu iddialı proje bize vadettiği gerilim ve heyecanı yaşatabilecek mi?