Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
DİZİ
19/09/2017

Emmy ödüllerini silip süpüren The Handmaid's Tale hakkında bilmediğiniz 7 şey

The Handmaid's Tale yılın dizileri arasında en sarsıcı olanıydı! Emmy gecesini büyük zaferle noktalayan diziyi yakından tanıyın!


1985 yılında yayımlanan Margaret Atwood romanı The Handmaid's Tale, artık sadece Amerikan edebiyatının modern klasiklerinden değil, HULU yapımı dizisi sayesinde artık Emmy ödüllü bir fenomen! Ataerkil bir distopya hikayesini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren dizi, dünya çapında muhafazakar yönetimlerin hortladığı şu dönemde haklı olarak milyonlarca seyirci çekiyor. Dünya çapındaki siyasi dengesizlikler ve ayrımcılık, distopya öykülerinin en popüler dönemlerini yaşamalarına sebep oluyor. The Handmaid's Tale dizisini izlemediyseniz muhakkak öneririz, şimdi sizlere diziyle alakalı pek bilinmeyen 7 şahane bilgi sunuyoruz!



1- The Handmaid's Tale romanının yazarı Margaret Atwood, dizide küçük ancak çarpıcı bir rolde karşımıza konuk oyuncu olarak çıkıyor. Performansının sizi "tokat" gibi çarpacağından emin olabilirsiniz! Atwood, hikayede geçen Aunt'lardan birini oynamakta. Hükümet tarafından özenle seçilen bu karakterler, Handmaid'leri eğiten ve baş etmek zorunda kalacakları zorlu göreve hazırlayan "hocalar" olarak karşımıza çıkmaktalar. Baş kahramanımız Offred'le aralarında geçen sahne kare kare hafızamıza kazındı!



2- Handmaid karakterlerin tamamının isimleri Of hecesiyle başlıyor, tıpkı Offred'de oldukları gibi. Bunun sebebi gayet açık ve sarsıcı! "Of", İngilizce'de aitlik eki olarak kullanılır. Hikayedeki Handmaid'ler kime aitse onun ismiyle çağırılırlar. Fred'e ait olan Handmaiden'ın adının Offred olması bu sebepledir!



3- The Handmaid's Tale dendiğinde akla gelen ilk imgelerden birisi de hiç şüphesiz kan kırmızı renkteki cübbeler. Bu cübbelerin giyiliyor olmasının sebebi de Handmaid karakterlerinin toplumdaki tek yeri ve amacının yürüyen rahimler olması. Ne kadın ne de insan sınıfında sayılmayan Handmaid'lerin yegane varlık sebebi üremeye katkı yapmaları. Cübbelerinin fazlasıyla bol kesim olmasının sebebi de kadınsı hatlarını ortaya çıkarmalarının yasak olması.



4- Handmaid karakterlerin beyaz boneleri oyuncuları ilk etapta çok zorlamış. Bonelerinin durduğu açı sebebiyle sahnelerini oynarken göz kontağı kurmayı başaramayan Alexis Bledel ve Elisabeth Moss, birbirlerinin ses tonlarına ve repliklerine tepki vererek rollerini canlandırmayı öğrenmişler. İki oyuncu için de Handmaid'leri daha iyi anlamalarını sağlayan bir deneyim olmuş bu durum.



5- Margaret Atwood'un kitabında yer alan Gilead ülkesinde beyaz ırkın mutlak hakimiyeti söz konusu. Bu sebeple yapımcılar ilk önce dizide de sadece beyazlarla çalışmayı denemişler ancak kısa süre sonra bu fikirden caymışlar. Zaten yeterince ayrımcı ve vahşi bir hikaye çektiklerini söyleyen yapımcılar, farklı etnik kökenlerden oyuncuları da hikayeye ve kamera önüne eklemişler.



6- The Handmaid's Tale'ın ilk sezon çekimlerinde çalışan beş yönetmenden dördü kadın. Senaryo grubunda çalışan yedi senaristten altısı da kadın. Bu kadın yoğunluğu daha önce hiçbir Amerikan dizisinde rastlanmamış bir durum!



7- Hıristiyan temelli bir teokratik yönetimden bahsedip de dini referanslar kullanmamak olmazdı! Dizide karakterlerin mantra gibi tekrarladığı bazı vecizeler İncil'den alınma. Gilead da İncil'de geçen ve Filistin'in çok eski bir yöresine verilmiş isim. Dizideki "dölleme" ritüeli de direkt olarak İncil'in bir bölümünden ilham alınarak kurgulanmış.