Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
FİLM
21/06/2017

Ceyda Torun Kedi'yi Postkolik'e anlattı

Başrollerinde İstanbul sokaklarının sıcak sakinleri olan kedilerin yer aldığı belgesel Kedi, son dönemin en özgün yapımlarından biri. Yönetmeni Ceyda Torun sorularımızı yanıtladı. 

Ceyda Torun, geçtiğimiz Şubat ayında ABD'de vizyona giren Kedi adlı belgeseliyle oldukça ses getiren bir işe imza atmıştı. Çeşitli festivallerde sergilenen, özellikle de ABD’de büyük büyük bir başarı elde eden Kedi, ülkemizde -biraz gecikmeli olarak- 9 Haziran'da vizyona girdi. Filmin yönetmeni Ceyda Torun'a merak ettiklerimizi sorduk. 

Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 
İstanbul’da doğdum ve 11 yaşıma kadar günlerim Caddebostan'ın arka sokaklarında kedilerle ve bisiklet üzerinde serüvenlerle geçti. Kedilere karşı duyduğum rahatlık yüzünden iki kere kuduz aşısı oldum… İstanbul’dan sonra ailecek Ürdun ve Amerika’da yaşadık, Boston Üniversitesi’nde antropoloji okudum ve bittiğinde İstanbul’da bir film yapım şirketinde çalışmaya başladım. Kendimi ilk Londra’ya sonra da Kaliforniya’ya attım. Her gittiğim yerden ve beraber çalıştığım insanlardan çok şey öğrendim ve hep kurgu filmleri üzerinde çalıştım. Dört sene evvel görüntü yönetmenim ve yapım ortağım Charlie Wupperman ile yapmak istediğimiz filmleri gerçekleştirebilmek için yapım şirketi kurduk ve uzun metrajlı projeler arasında bir İstanbul kedisi belgeseli çekmek fikri doğdu, o gün bugün hayatim kediler oldu :) 


Sinemaya ilginiz nasıl başlamıştı?
Sinema aşkım sanırım hep vardı ama Amerika’ya taşınınca ve sinemaya bol bol gitmeye başladığımda iyice yoğunlaştı. Üzerine Avrupa’ya geri dönüp, sanatsal filmlerle günlerimi geçirmek bu sevdama farklı bir tarz ekledi. Bu yüzden de yapmak istediğim filmlerde hem büyük bir seyirci kitlesine hitap edebilecek konuları hem de sanatsal çekim ve anlatış tarzını benimsedim.

Yönetmen olmaya nasıl karar verdiniz?
Yönetmenlik benim için bir sürü sanatçı ile işbirliği yaparak, ortaya hepimizden daha büyük bir iş çıkarma heyecanını taşıyor. Bu beni çok heyecanlandırıyor ve bu iş birliği pürüzsüz geçtiğinde projeler keyif verici ve en başarılı oluyor. Lisede mimar olmayı da çok düşünmüştüm, benzer bir çalışma tarzı olduğu için herhalde.

Kediler hakkında bir film çekmeye nasıl karar verdiniz?
Biraz zamanlama ile alakalıydı, 4-5 sene evvel doruğa çıkan kedi fenomeninin farkında olmamak mümkün değildi. Nasıl bir film olacağı da zamanla ortaya çıktı, bir kedinin karakteri gibi :)


Filmin yapım aşamasında ekibinizi nasıl oluşturdunuz?
Görüntü yönetmenim ve yapım ortağım Charlie ile uzun senelerdir beraber çalışıyoruz. Beraber daha evvel çalıştığımız ya da çalışmak istediğimiz filmci arkadaşlarımızdan oluşturduk ekibimizi. Görüntü yönetmeni Alp Korfalı’yı Charlie senelerdir tanır, montajı daha evvel beraber çalıştığımız dostumuz Mo Stoebe yaptı. Müzik bestelerini yapan Kira benim bir suredir arkadaşım ve klasik besteden film müziklerine geçiş yapmak istediğini bildiğim başarılı bir müzisyen.

Filmin çekimleri nerelerde gerçekleşti ve ne kadar sürdü?
Üç aya yakın bir çekim süresi yaşadık. İstanbul’un her mahallesini gezdik ve çektik.

Çekimlerle ilgili en çok zorlandığınız unsurlar nelerdi?
Kedileri takip edebilmek gerçekten bazen çok zor oldu. Çok beklediğimiz oldu. Ya da onları çekmeye hazırlanırken, kalkıp kucağımıza geldikleri çok oldu. Bu bir bakıma da çekimleri en keyifli yapan şeylerden biriydi!

Çekimlerle ilgili unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız?
Çok hikaye var! Çekemediğimiz en güzel şey de geçici olarak kurduğumuz ofise gelen, doğum için uygun ev arayan hamile kedilerdi!


Filmi izleyenlerin görüşleri ne yönde? Aldığınız en ilginç yorumları paylaşır mısınız?
Yoğunlukta çok olumlu ve duygulu görüşler oluyor, yurt dışında İstanbul’u ne kadar sevdiğini arkadaşlarına anlatamayan veya kedilerin hayatlarının böylesine farklı olabileceğini görüp şaşıran yabancılar, İstanbul’unu özlemiş İstanbullular, sokak kedilerinin hayat boyu sevdalısı olup bu sevdayı taşıyan bir filmi beyaz perdede gördüklerine sevinenler… Elbette eleştiren yorumlar da oluyor, her film gibi, bende diyorum ki, kediler hakkında on tane film yapılabilir, hadi yapalım!  

Kariyerinize hangi yönde devam etmek istiyorsunuz?
Belgesel çekmek gerçekten çok büyük bir keyif ve çok iyi bir eğitim oldu. Hep kurgu filmi üzerine çalışmıştım ve öyle bir kariyer düşünmüştüm kendime. Şimdi ise hem kurgu hem belgesel çekerek devam etmek isterim. İkisininde de birbiri ile çatıştığı noktalar var, bu beni çok heyecanlandırıyor.