Postkolik_Loader
Haberi Paylaş!
RÖPORTAJ
09/01/2017

Reçete sonrası Ege Çubukçu sorularımızı yanıtladı

Yeni single’ı Reçete ile gündemde olan hip hop sanatçısı Ege Çubukçu’ya merak ettiklerimizi sorduk, içtenlikle yanıtladı.

Röportaj: Sadi Tirak

Selamlar Ege, yeni single’ın için tebrikler. Bize şarkının nasıl ortaya çıktığını anlatır mısın?
Selam:) Çalıştığım aranjörler ile aramızda müzikal bir bağ oluşuyor. Bazen ortada hazır çalıştığımız bir parça olmamasına rağmen bir anda mail kutuma beat'ler düşüyor. Tunç Çakır da bir gece “Seni düşündük...” diyerek Reçete'yi yazdığım beat'i yollamıştı. Duyduğum anda etkilendiğim bir çalışma oldu. Enstrüman anlamında minimalist, sound anlamında güçlü, zengin. İzmir, Urla'da huzur içinde kafa dinlediğim günlerden biriydi. Lakin kafa dinlemenin zor olduğu zamanlar yaşıyoruz. Akıllı telefonlar, sosyal medya, siyaset, bitmek bilmeyen toplumsal tartışmalar... Harun (Işık - yoldaşım ve kliplerimin yönetmeni) ile çayımızı demleyip, sakin sakin uzaklaşmaya çalışıyorduk konulardan ama mümkün değil. İnsan bedenini değil, kafasını götürebilmeli önce. Yanımda elektronik alet taşımadığım zamanlarda mutlaka bir defter-kalem bulundururum. Ritmi kafama nasıl kazıdıysam, hatırladığım kadarıyla yazmaya başladım. İçimde, dışarıya vurmadan rahatlayamayacağım ne varsa yazmaya başladım. Sonra ilk fırsatta beat ile yazdıklarımı denedim. Düzenleme yapmaya bile gerek kalmadığı bir uyum yakalamıştım. Olduğu gibi bırakıp parçayı kaydettik. Uzun süre de demlenmesini bekledik. Eğer bir parça yazıldıktan aylar, yıllar sonra anlamını yitirmiyorsa paylaşmaya değerdir.

Şarkıyı yayımlamak için özel bir günü bekledin. Bize bunun sebebini anlatır mısın?
Bir parçayı kaydettikten sonra paylaşmam zaman alıyor. Yazdığım sözlerin uzun zaman sonra güncelliğini ve anlamını koruduğunu görmek beni heyecanlandırıyor. Reçete’de de aynı duyguları yaşadım. 2015 baharında kaydetmeme rağmen parçayı uzun süre yayımlamadık. Önce bir stream servis üzerinden canlı performansını gerçekleştirdim. Üstüne Hip Hop Jam Festivali’nde daha önce şarkıyı duymamış binlerce insanın önünde deneme fırsatı buldum. Bunun üzerinden neredeyse bir kış ve yaz ayı geçti. Parçayı tekrar dinledikten sonra paylaşmaya karar verdim. Sözlerin ağırlığını ve sorumluluğunu üzerinde taşıma psikolojisi çok ilginçtir. Bir şeyi söylersiniz ve o ömür boyu sizin peşinizden gelir. Bu nedenle emin olmadan, tweet atar gibi şarkı paylaşma alışkanlığım yok. Bir anlamı olmalı ve bu anlam uğruna yazılan kitlelere ilham vermeli. Bu nedenle elimizden koparılıp alınmaya çalışılan özgürlüklerimize ithafen, parçayı Dünya İnsan Hakları Günü’nde çıkarmayı uygun gördüm.

Şarkının sözlerini yazmanda hangi olaylar ilham oldu?
Ardı ardına yaşadığımız toplumsal olaylar. Özel yaşam alanlarımıza yapılan müdahaleler. Kutuplaşmalar. Parçayı; sanata, gülümsemeye, aşka, sevgiye ve barış umut etmeye karşı gelen bir anlayışa yazdım. “İnsan oğlunun çıktığı ay mı? Yoksa dünya paslı bir ray mı?” bu başlangıcı yapmama Snowpiercer filmi neden oldu. Refah toplumunun ve besin zincirinin yaratmış olduğu sistem özgün bir biçimde betimlenmişti gözümde. Kendimi de o filmdeki karakterlerden biri olarak gördüm. Bir zümrenin sahip olduğu özgürlüklerin diğer insan topluluklarına çok görülmesi... Bu topraklarda binlerce yıldır yaşadığımız hadise. Güce kim sahip olursa olsun diğerini hor görüyor. Güç el değiştirse bile anlayış değişmiyor. İnsan oğlunun icat ettiği en güzel şey ise sanat. Bu anlayışa savaş açmanın en erdemli yolu. “Bizim rengimiz belli, attı benziniz. Çıkmadı dengimiz. Bro, hip hop bendeniz.”



Şarkının özellikle de klibi büyük ilgi uyandırıyor dinleyicide. Klibin hikâyesini anlatır mısın?
Şarkı için onlarca senaryo düşündük. Sert olsun, isyankâr olsun, ben hiç olmayayım, tek hikâye üzerinden dönsün, çoklu hayatlar ve hikâyeleri üzerinden anlatalım vs. hiçbir fikir, üstüne uyuyup tekrar düşündüğümüzde bizi çekim yapmak için heyecanlandırmadı. Hikâyenin soyut olmasını hayal ediyordum fakat nasıl bir dil kullanacağımıza karar verememiştik. Bu esnada yakın arkadaşımız Efe (Rasta Rules - sokak sanatçısı) parçanın videosu için katkıda bulunmak istediğini söyledi. Parçayı dinlediğinde ilham alıp hazırlayacağı çalışmalardan bir hikâye yaratacaktık. Son yıllarda çekilmiş bütün videolarımda olduğu gibi, Harun Işık yönetmenliğini üstlendi. Çekimi iki gün sürdü ama Rasta’nın hazırladığı enstalasyonların yapımı ancak 2 aylık geceli gündüzlü bir çalışma ile tamamlandı. Farklı disiplinleri bir araya getirerek yenilikçi bir dil ortaya koymak istedik. Birbirinden bağımsız 3 sanatçı kendi disiplinlerini bir araya getirdiğinde ortaya nasıl bir yorum çıkacağını merak ettik. 200x120 ölçülerde 24 adet enstalasyon hazırlandı. Malzeme olarak strafor, ahşap, sprey ve yağlı boya kullanıldı. Harun'un kurgusu ile süreç tamamlanmış oldu. Olanı, olduğu gibi göstermeyi tercih etmedik.

Senden uzun süredir bir albüm gelmiyor. Bundan sonra single’lar ile mi ilerleyeceksin? Yoksa albüm planın var mı? Varsa ne durumda?
Şu an çalışma alanımda en az iki albümü tamamlayacak kadar hazır söz ve beste var. Bu çalışmaları albüm olarak sunmayı ne kadar arzu etsem de bir yandan endüstriyelleşememiş müzik piyasasının düzensiz şartları ile boğuşuyoruz. Dinleme alışkanlıkları değişti. Ben de çok üretmeme rağmen çok paylaşan biri değilim. Ruhum o dönem içinde hangi parçanın doğumu için heyecanlanıyorsa o parçanın peşinden gitmeyi tercih ediyorum. Bu da çalışmaların single olarak çıkmasına neden oluyor. Yeni bir albüm arzu ediyorum. Sadece sözlerim ve vokalim ile değil kompozisyonunu yaptığım müziklerle de hazırlanmış bir albüm düşüncem var.

Türkiye’de rap müziğin konumu hakkında ne düşünüyorsun? Bana sorarsan şu an her zamankinden daha fazla dinleniyor ama bir “sahne” olmak için yeterince homojen değil. Bu da belki iyi bir şeydir?
Her yeni üretimle beraber daha fazla dinleyiciye ulaşan bir müzik tarzı rap müzik. Özellikle genç toplumun itibar ettiği bir tür. Bir “sahne” olmak için yeterince homojen olmaması müzikaliteyi arttırıyorsa bence de iyi bir şey. Fakat “sahne” olan müzik, toplumun talep ettiği, hoşuna gidebilecek tarzda işler ise kültürden ziyade icracının popülaritesine bağımlı bir topluluk yaratır. Benim hayalim bütün yönleri ve sesleriyle kişilerin değil kültürün sahne üzerinde varlığını göstermesi, olgunlaşması.

Seni 2016’da en çok heyecanlandıran rap albümleri hangileriydi?
Seni röportajdan soğutmak istesem ilk sıraya Kendrick Lamar - “To Pimp a Butterfly” albümünü koyardım:) Bunun yanı sıra Pusha T - “Darkest Before Dawn”, Chance the Rapper - “Coloring Book”, A Tribe Called Quest - “We got it from Here... Thank You 4 Your service”, Kanye West - “The Life of Pablo” ve Drake - “Views” albümlerini sayabilirim. Kanye ve Drake sayesinde güzel bir yaz geçirdim. 2 albüm de yol yaparak dinlendiğinde içine işliyor insanın. En önemlisi sosyal ortamda rap müzik ile eğlenebileceğim işler. Fakat beni en çok heyecanlandıran isim ve albümü; J. Cole - “4 Your Eyez Only”



Ege Çubukçu’nun 2017 planları nelerdir?
Hayatta kalmak... Mümkün olduğu kadar çok seyahat etmek, üretmek ve müziğimi icra edebilmek. Yeni enstrümanlar edindim. Yeteri kadar iyi çalışır ve pratiğini tamamlarsam arzu ettiğim albümün müziklerini hazırlar ve yıl içinde yayımlarım.

facebook.com/cubukcuege
twitter.com/yuzdeyuzege